28.BÖLÜM: ÖLÜ BEDENLER

256 32 27
                                    

17.03.2021

ÖZLEDİNİZ Mİ BENİ?

Bugün uzun zaman sonra günlüğümü yazmaya geri döndüm çünkü bugün yine üzgünüm.

Aptaaal

Efendim 

Ne yapıyorsun?

Evet Miray geldi ah bu yüzdende çok mutluyum. Peki nasıl geldi öğrenmek ister misiniz?

Evliliğimizin birinci ayı bile tamamlanmamıştı. Dün sabah uyandığımda hiç bir sorun yoktu güzel bir duş alıp salona geçtiğimde duştan benden önce çıkan Ozan içerde televizyon izliyordu. 

"Bir şeyler yemek ister misin?"

"İyi olur, bir şeyler hazırlar mısın canım?"

"Tabi tatlım." diyerek mutfağa geçtim ve dolabı açtım. elime aldığım yumurtayla tezgaha yöneldiğimde Ozan'ın telefonuna gelen mesaj sesiyle yumurtaları tezgaha bırakıp telefona yöneldim, tam Ozan'a seslenecekken gelen mesajı görünce durdum ve okudum.

Gönderen: Cenk 2:

Bu gece geliyor musun sevgilim?

Sevgilim? Bu gece? Koca bir kahkaha attığımda Ozan hızla arkasını dönüp bana baktı "Aşkım ne oldu?"

"Arkadaşın Cenk iki, tuhaf bir mesaj atmışta ona gülüyordum."

"Cenk mi?" diye yerinden sıçrayıp telefonu elimden almaya çalışınca hemen geri çekildim.

"Ver şu telefonu."

"Aptal sana beni üzersen çok kötü bir insan olurum demiştim." dediğimde elini kaldırmasıyla öfkeyle  elime aldığım bıçakla defalarca kez bıçakladım onu.

Yerde kıvranırken hem bana yalvarıyor hem de beni ne kadar sevdiğini söylüyordu. O yerde kıvranırken onu umursamadan elime aldığım bombalardan biriyle aşağı indim ve yerden aldığım bir taşla camı kırıp bombayı içeri attım ve tekrar hızla eve girdim. Çığlık çığlığa bağırdım. Ozan'ın her parçası başka bir yerdeydi. kırmızı ve siyah eve hakim olmuştu. Herkes kapıyı çalmaya başlamıştı. Ağlayarak açtım kapıyı...

********************************

"Ozan ölmüş."

"Maalesef"

"Kimin cesareti var böyle bir şeye?" 

"Bilmiyorum."

"Bu durum fena olmadı bence." 

"Ne demek istiyorsun?"

"Artık patlama korkumuz olmayacak."

"Saçmalama Ateş"

"Hadi ama Işıl artık o yok gel benim kızım ol."

"Onu benim öldürdüğüm anlaşılır."

"Demek sen öldürdün şaşırmadım prenses. Bu gece bizim mekana gelsene sana bir sürprizim var."

"Hayır."

"Hadi ama neden hemen reddediyorsun merak etme bu gece bir şey yapmayacağım sadece bir hediyem var."

"Tamam."

"Ama bir öpücük almadan gitmem."

"Hayır." dedim kendimden emin bir şekilde. "Öyle olsun." dedi ve gitti.

******************************

"Hoş geldin prenses." 

"Artık ayakta mı karşılıyorsun beni?"

"Haber verdiler diyelim."

"Hediyen neymiş bakalım?"

"Geç otur bakalım."

Elinde bir silahla gelince silahı alıp incelemeye başladım.

"Ben M416 severim Ak-47 bana göre değil."

"Seni değiştirmek istiyorum."

"Buna izin vermeli miyim?"

"Hadi ama fıstık akıllı bir deli olmak her zaman en güzel şeydir."

Haklıydı akıllı bir deli olmamız gerekiyordu. "Bu gece benimle olacak mısın?"

"Hayır."

"Hadi ama fıstık hediyemi kabul et ve benimle kal."

"Başka zaman, ben bir sürtük değilim. Kendine bu gece başkasını bul."

"Tamam ama şu evlilik saçmalığı bitince benim ol."

"Bakarız."

"Umarım." deyince elimdeki silahla odadan ayrıldım ve eski evimin yolunu tuttum.

Yolda yürürken bana bakan iğrenç gözler silahı gördüğü için geri çekiliyordu sokak serserilerini mutlu edecek halim yoktu. Eve yaklaştığımda cebimdeki bezi çıkarıp silahtaki parmak izlerini temizledim ve çöpe attım.

Eve girdiğimde evin loş ve hoş kokusunu özlediğimi fark ettim. Evde bir süre gezdim, ilk önce salona gittim boğuktu balkonun camını açarak içeri temiz hava aldım. ardından tüm odaları gezdim odama gidip eski kıyafetlerimden birini giydim. En son üvey annem ve babamın odasına geldim. Öylece bakınırken köşede açılmış olan dolabın yanına gittim ve içine girdim küçük bir dolaptı annemle oynadığımız saklambaçlar geldi aklıma. Kendi kendime seslendim bir çocuk gibi... "Annem beni bulamaz ki."

Dün gece orada uyuya kaldım. Sabah uyandığımda yavaş adımlarla salona indim.

"Miray? Ne zaman geldin?"

"Dün gece."

"Niye haber vermedin?"

"Dün çok yorulmuştun."

"Sende bana çok kızıyorsun değil mi?"

"Kızmamı mı istersin?"

"Bilmem."

"Gel buraya aptal. Bugün biraz dinlen telefonunu da kapat."

Bugün bütün gün yattım ağladım yedim ve içtim zaten yarın Ozan'ın tüm mal varlığını üzerime alacaktım. O yüzden bugün kafamı toplamam gerekiyordu.

Biliyorum uzun zaman oldu ama o tozlu defteri çıkardım ve size hayatımı tekrardan anlatmaya başladım.

ŞİZOFRENİ HASTASININ GÜNLÜĞÜWhere stories live. Discover now