11.BÖLÜM: BABAM KİM?

481 56 17
                                    

03.01.****

Sabah uyandığımda tepkisiz ve düz bir şekilde uzandım. Ne kadar süre o şekil durdum bilmiyorum, ne saatten haberim vardı, nede zamandan. Tek bildiğim yataktan doğrulduğumda duvar saatinin tam on ikide durduğuydu ne bir dakika geç, ne bir dakika erken...

Yine bir çorba yaptım her sabahki gibi... Ben kendime hiç yemek hazırlamamıştım sadece dedeme hazır çorba yapardım dediğim gibi sadece süt ve gofret yerdim. Kuru bir kızdım aslında, fiziğimi beğeniyordum tabi dışardaki erkeklerde ama yine de zayıftım işte...

Aşağı indiğimde saat on bir olmuştu.  "Hoş geldin." diyerek gülümsediğinde istemsizce bende gülümsedim sebepsizce utanmıştım ondan. Bu sefer yere bırakmamıştım tabağı, eline uzatmıştım parmak uçları ellerime değerken tuhaf hissettim, liseli aşıklar gibi derler ya hani...

Her neyse bugün Çiçek Yetimhanesine gidecektim, annemin dediği gibi asıl ailemin başına bela olmaya.

Yetimhane çiçeklerle dolu her yaştan kızın olduğu bir kaç binadan oluşan büyük bir yerdi, dıştan harikaydı tüm çocuklarda mutluydu ama içi nasıldı bilmiyordum belki o çocuklarda ailesi tarafından sevilmemenin hüznünü yaşıyordu. Her neyse müdürün odasına çıkıp olanları anlattım müdür bilgisayara yazdığı bir kaç şeyden sonra normal bir şekilde  bana döndü  ve konuşmaya başladı.

"Annen doğumda ölmüş canım, babanda annen öldükten yaklaşık iki gün sonra bize getirmiş seni, babanın ifadesi şöyle 'Ona ben bakamam, bakıcı da tutabilecek kadar param yok, burada kalması ikimiz içinde daha iyi olur' " diyerek bilgisayardan gözlerini ayırdı ve devam etti "Sonrada o ay içerisinde de seni yeni ailen almış zaten küçük kız." diyerek sustu.

"Peki babamın ismi, adresi hiç bir şeyi yok mu sizde?"

"Kayıtlara baktım sadece ismini bulabildim küçük kız." dedi kırk yaşlarındaki kadın emin olmak için tekrar bir göz attı bilgisayara ve dudaklarından çıkan isim beni şaşırtmaya yetmişti "Kaya Sansar..." kadın konuşmaya devam etse de ben sadece donmuş ve o zindana attığım adamın nasıl benim babam olabileceğini düşünüyordum adamın yüzü gözümün önünden gitmedi bu nasıl bir tesadüftü bu mümkün müydü gerçekten?

********************************

Zindana indiğimde bana gülümsediğini gördüm ben tepkisiz ve soğuk bir şekilde ona yaklaşırken o konuşmaya başladı. "Seni çok özledim sevgilim, beni bir daha bu kadar yalnız bırakma." dedi. Uzattığı ellerini tutarak ona yaklaştım beni kendine doğru çekti öpmek ister gibi ama onu böldüm. "Sana bir şey söylemek istiyorum." 

"Dinliyorum Birtanem..."

Koca bir soğukkanlılıkla konuşuyordum bir seri katil gibi.

"Babamı öğrendim bugün, öz babamı."

   Çok yakındık en fazla dört santim, tek hareketiyle öpebilirdi o yüzden lafı fazla uzatmadan ekledim.

"Beni on dokuz yıl önce neden yetimhaneye bıraktın baba?" şaşırmıştı, haklıydı da, kızı kocaman olmuş onu bir zindana kapatmıştı ve iğrenç bir şekilde kızını arzulamıştı bu kesinlikle berbat bir şeydi. Biraz geri çekildi gözleri dolmuştu ama umursamıyordum bir timsahın gözyaşına kanmazdım o kadar aptal değildim. Önce yanağımı okşadı ardından ufak bir öpücük bıraktı yanağıma "Özür dilerim kızım, başka çarem yoktu." Bu neydi şimdi, karılara kızlara para yedirirken hiç mi aklına gelmemiştim yani? Hiç mi beni o yetimhaneden almak istemedi? 

"Param yoktu sana bakamazdım."

"Peki sonra neden gelip almadın?"

"Anca toparladım durumumu."  dediğinde koca bir kahkaha patlattım "On dokuz yıl, on dokuz yılda anca mı toparladın baba."  dediğinde yanımda öldürdüğü karısını gördüm. Yalan söylüyor Işıl sakın inanma, İki katlı kocaman bir villa ve harkulade bir şirketi var o tür yerleri sevdiği için tek gider oraya, fakirliğinden değil. 

"Biliyorum merak etme." dediğimde şaşkın bir şekilde bana bakıyordu "Karşında çocuk yok babalık." diyerek çıktım zindandan sert bir şekilde, sebepsizce acımasızlaştım kalbim taşa döndü sanki...

 Odama geldiğimde ağlamak istedim, haykırarak, bağıra bağıra ağlamak... Ama onu bile başaramadım ağlamak istedikçe acı kahkahalar attım, defalarca uğraştım ama başaramadım, sadece güldüm halime. "Ağlamayı bile başaramadım be." dedim kendi kendime..."

ŞİZOFRENİ HASTASININ GÜNLÜĞÜWhere stories live. Discover now