17.BÖLÜM: KABUS

381 41 4
                                    

15.01.****

  Artık çok yorulmuştum onu serbest bırakmak istiyordum. Bu yüzden derin bir nefes çekip aşağı indim, yanına gittiğimde öylece ne yapacağımı izliyordu. Kapıyı açınca çıkıp kapıya yöneldi.

"Gitme." umursamadı.

"Gitme dedim." tam kapıya gelmek üzereydi.

"O yol seni öldürür, lütfen gitme" arkasını döndü.

"Beni öldürecek misin?"

"Bunu bana yapma." dedim gözlerimden süzülen yaşlarla "Gerçekten merak ettim nasıl öldüreceksin beni?" bana yaklaşmamış olduğu yerde durmuştu. Bir dakika bile beklemeden tedbir amaçlı aldığım silahı belimden çıkarıp ona yöneldiğimde güldü "Sen beni öldüremezsin Işıl, sen beni çok seviyorsun."

"Yanılıyorsun, ben herkesi öldürebilirim." dediğim anda tetiği çektim 'dan' kafasına fışkıran kanlar yere akıyordu. Yerde cansız bedeni yatarken gözümde akan yaşlarla kalbimin durduğunu hissedebiliyordum. "O-O öldü."

 O an uyandım rüyadan, o ölmüştü. Ben onu serbest mi bıraktım ama neden? Hızla aşağı koştum, zindanın kapısını nasıl açtım bilmiyorum ama biranda uyanıp panikle ayağa kalktı. "İyi misin?" iyimi? Ben olsam orda "Ne yapıyorsun lan şizofren ne işin var bu saatte burada?" derdim. Biran toparladım kendimi "Hiç öldün mü diye merak ettim."

"Kabus mu gördün?"

"Hayır."

"Benle ilgili miydi?"

"Fazlamı önemsiyorsun kendini?"

"Hayır içeri korkuyla girdin gecenin bu saatinde ve sebebini anlamaya çalışıyorum."

"Çalışma."

"Konuşalım mı?" 

"Ne konuşacağız?"

"Seni rahatlatabilirim." 

"Nasıl?" bir şey demeden yere oturdu ve benimde oturmamı ister gibi yeri işaret etti.

"Şimdi kapat gözlerini."

"Nedenmiş o?"

"Bana güven." kapattım.

"Güzel bir gökyüzü hayal et, sonra bir sürü kelebek, yüzüne vuran hafif rüzgarla rahatla. Şimdi bana nasıl bir yerde olduğunu anlat."

"Dediğin gibi bir yerdeyim mavi kelebekler, hafif rüzgar." deyip derin bir nefes çektiğimde onun ve parfümünün kokusunu yani hafif okyanus kokusuna karışmış ter kokusu aldım, çok güzeldi. O okyanus kokusu huzur verdi biran...

"Daha iyi misin?" Bir şey demeden çıktığımda "Bari bir teşekkür etseydin." dediğini duyabiliyordum. hızla yukarıdan aldığım bir kova su,  bir parça bez ve bir kaç kıyafetle aşağı indiğimde bana şaşkın şaşkın bakıyordu. "Teşekkür ederim, üç gündür buradasın hadi temizlen." diyerek dışarı çıktığımda "Sağ ol." dediğini duyunca hafif gülümsedim...

İyice saçmaladın Işıl hadi yatmaya.

Evet saçmalamıştım bu yüzden yanaklarıma vurdum kendime gelmek için...

ŞİZOFRENİ HASTASININ GÜNLÜĞÜTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon