"Sevgili sevgilim, Çocuğumuz seni biliyor."

Start from the beginning
                                    

"Babam nerede anne?"

"O, o iş buldu. Halanın sayesinde. Aile mirasındaki payını verdiler. Avukatlık yapmayı düşünüyor. Biliyorsun yarım bıraktığı mesleği. Daha sonrasında ne yapacağız bilmiyorum."

"Miras hakkını ne zaman söylediler? Üç günde en fazla neler olmuş olabilir anne!"

Ah bir de kendi yaşadıkları şeyler vardı tabii. Üç günde kendisi neler yaşamışken, o annesine soruyordu.

"Deden  serveti avukatına bırakmış. O yüzden hukuki işlemler uzun sürdü."

Tae kafasını salladı.

"Şimdi dinlenmen lazım bebeğim. Belki yarın dışarı çıkabilirsin?"

Tae kafasını salladı. Annesi odasından çıkarken o camdan dışarı baktı. Geceydi. Ağaçların dalları ileri geri hareket ediyordu. Acaba Seokjin ve diğerleri ne yapıyordu? Ağlıyor muydur? Ona kızgın mıydı?

"Özür dilerim sevgilim. Bu... Bunu seçmek zorundaydım. Sakın darılma bana." Gözlerini sildi. Umuyordu ki geride bıraktıkları mutlu bir yaşam sürerlerdi. Aklına gelen saatle ellerini boynuna attı yoktu.  Elleri cebine gitti. Eşofmanın cebindeydi.  Onu yok edecekti. Başkası onun yaşadığını yaşamasın diye. Uyumaya çalıştı.  Belki rüyalarında görürdü onları...

Taehyung sabah uyandığında daha iyi  hissediyordu. Yataktan kalkacak gücü bulunca hemen kalkmıştı. Lavobaya gitmiş ve yüzünü yıkamıştı. Duşa girmeliydi. Odasındaki kıyafetleri bulunca banyoya ilerledi. Şansına bu evde sıcak su vardı. Duşa kabinde suyu ayarladı ve kapattı. Kıyafetlerini çıkardı. Saçının yaralı kısmındaki sargı  bezini çöpe attı. Yaraya baktı. Çatıdan nasıl düşmeyi başarmıştı ki? Bu da Tanrının işi olmalıydı. Düzensiz ve eksiksik kaderi. Dikiş yoktu. Anlaşılan sadece sıyırmıştı. Suyu açınca ıslanmaya başladı. Gözlerini kapattı. Bedenini ovaladı. Seokjinin sinmiş kokusu ona veda ediyordu.

Tanrının mucizesi Seokjin...

Duştan çıkınca annesinin yanına gitti.
Onun uyanmış olduğunu gören annesi ona kızdı.

"Neden kalktın! Bana seslenmeliydin. "

"Duş aldım anne. Hem çok iyiyim ben. Birseyim yok."

"Doktor istirahata ihtiyacın olduğunu söyledi."

"Kim bir kat düşse herkese aynısını derdi anne. Çok iyiyim ben."

"Seni dün Jungkook aradı. Telefonun çekmiyormuş sanırım. Sevgilerini iletmemi söyledi. Jimin ile en kısa zamanda gelecekmiş. "

"Onları özledim. "

"Seni daha önce arayacaklarmış ancak böyle bir durumda üstüne gelmek istememişler.. "

"Güzel."

"Hadi kahvaltı yapalım."

Annesinin peşinden kalkıp mutfağa gittiler. Her şey bir anda nasıl iyiye gitmişti? Anlaşılan buraya gelmek için kaderinde bir olaya ihtiyacı vardı. Her sonucun bir sebebi vardı yani.

"Anne bugün dışarı çıkacağım."

"Nereye? Hayır olmaz. Daha yeni kalktın."

"Anne ben iyiyim dedim. Busana gitmem lazım. "

"Busan mı? Delirdin mi sen! Hayatta olmaz."

"Anne... oraya gitmem gerek. "

"Neden gidiyorsun oğlum? Ne gerek var şimdi. "

" Içimden bir ses  diyor anne. Lütfen."

Annesi daha fazla dayanamadı ve izin verdi. Taehyung gülümsedi.

The miracle of god TAEJİN/VJİN  (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now