15. Bölüm: Sevda takvimi.

4.5K 697 1.6K
                                    

Merhaba. ^^

BÖLÜM ÇOK KISA, biliyorum. Ama sonda nedenini açıklayacağım, okumadan geçmeyin lütfen. ))

Ve çok rica ediyorum bol bol yorum yapın, hatta mümkünse her satırarasına, benim için önemli. <3

Yukarıdaki müziği ya da playlistinizden slow bir müzik açmayı unutmayın. Hatta mutlaka slow bir müzikle okuyun <3

Keyifli okumalar dilerim..

__

15. Bölüm: Sevda takvimi.

'Seni sevmeme izin ver, evsiz bırakma beni.'
__

Yazarın anlatımıyla.
_

"Bir kağıt kalem alabilir miyim abi?" dedi Rüzgar, bulduğu tek açık mekânın sahibine hitâben.

Adam ikiletmeden ona herhangi bir defterin kenarı yırtık sayfasını getirdi, üzerinde de kahverengi kurşun kalem. Rüzgar teşekkür ederek kâğıdı masanın üzerinde sürükledi ve yazabileceği bir pozisyona getirdi. Ama yazmak yerine kollarını masada, kâğıdın üzerinde birleştirdi ve başını da kollarına yasladı.

Eray'la konuştuğunda yaşadığı korku tüm gün yakasını bırakmamış ve onu yıpratmıştı. Bir gün boyunca Yağmur'dan haber alamamak, Yağmur'un ona kırgın bakmasından daha çok acı çektirmişti Rüzgar'a. Aklına gelen ilk şey sabah aralarında geçen tartışmaydı, ona bağırdığı için kendisinden bir kez daha nefret etmişti.

Doğruldu, yüzündeki ıslaklığı sildi. Kalemi eline aldı ve bir kez daha yazmaya başladı.

"Bir anı defteri olan hayatımın en güzel sayfasısın. Tekrar tekrar okumak istediğim, herkesten gizleyip kendime sakladığım, üzerinde gül kuruttuğum...
Bu yüzden döndüm eve, senin hayatında kendime rastlayabilmek için. Tek bir sayfayı değil, bütün defteri sana adamak için. Fakat olmadı, kendimi bulamadım. Hayatının neresinde olduğumu ararken hiçbir yerinde olmadığımı anladım. Bunun için seni suçlamıyorum. Kalbimin küskünlüğünü aşkımın yaşlılığına ver. Şaşırma, ben de yaşayınca öğrendim sevda takviminde bir salisenin bir ömre bedel olduğunu. Ben geri döneceğim. Haksız kırgınlığımdan dökülen ufak yaramazlıklarımla birlikte. Çünkü seni hiç görmeme ihtimali öylesine ağırdı ki ezilmemek için yanında bir başkasının olduğu gerçeğine sarılmak zorunda kaldım. Bu arada ben hâlâ senin de belki yüreğinin bir kenarına fırlattığın küçük bir kağıt parçasının görünmeyen köşesini bana ayırdığına dair umut büyütüyorum. Eğer öyleyse, geriye dönüp baktığında üzerimi karalama, olur mu?"

___

Yağmur'un anlatımıyla.
_

Elimde tuttuğum kahve bardağı avuçlarımı ısıtırken odamdaki pencereden aşağıyı seyrediyordum. Üzerimi değiştirdikten sonraki ilk işim kendime bir kahve yapıp camın önüne geçmek olmuştu. Ellerimde belli bir neden yoktu fakat Rüzgar'ı bekliyordum. Gelmesinin neyi değiştireceğine dair en ufak bir fikrim yoktu lâkin beklemek istiyordum.

Saatler geçmesine rağmen hâlâ eve gelmemişti. Gelir miydi, onu da bilmiyordum. Huzursuzca nefeslenip kucağımda duran mavi kapaklı deftere baktım, annemin defterine. Parmak uçlarımı defterin üzerinde dolaştırdım, açıp okumayı gerçektwn çok istiyordum ancak bunu bugün kaldıramayacağımdan emindim.

Bazı şeyleri aşamazdınız.

Aşamazdım.

Kahvemden bir yudum aldım. Harelerim tekrar pencereyi izledi, hâlâ onun yolunu gözlüyordum. Gelmesini ve kapımı çalmasını diliyordum. Bana yeniden sarılmasını. Onunla yeniden tanışmayı, belki yeniden sevmeyi, beni sevmesini... Ben yapamazdım, ona gidemezdim, bu yüzden onun gelmesini istiyordum.

Rüzgarın GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin