6. Bölüm: Adım adım idama.

6.1K 840 2.7K
                                    

Selaam <3

6600 kelimeye yükselttiğim bir bölümle geldim. Var olduğunuz için teşekkür ederim. ))

Bölümlerde gecikme olduğu için özür dilerim. Nedense bu ara yoğun bir tıkanma yaşıyorum yazma konusunda. İstesem de yazamadığım anlar oluyor ve üstünkörü cümlelerle karşınıza çıkmak istemiyorum. R.G ikinci kez yazılıyor ve geçiştirmeden ilerlemek istiyorum. Umarım beğenirsiniz...

Keyifli okumalar dilerim. ^^

 ^^

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

6. Bölüm: Adım adım idama.

"Avazım çıkmıyor."

---

Yatakta sağıma döndüm ve duvardaki küçük siyah lekeye odaklandım. Rüzgar'la biraz daha yürümüş sonra eve gelmiştik. Eve gelir gelmez bir şeyler yemiş, hemen sonra kendimi yatağa atmıştım. Buraya geldiğimden beri yaşadıklarımı düşünüyordum. Günümün iyi geçmesine rağmen bu kadar üzgün hissetmemin nedenini.

Hatta o kadar çok daldım ki buradan taşınma ihtimalimi bile aklımdan geçirdim. Burası bana iyi gelmiyordu. Burada bana yer yok gibiydi. Sanki bu apartman bir ailesi olanlar içindi, aile apartmanıydı. Ben burada fazlalıktım. Duvardaki siyah leke gibiydim. Apartman her şeyiyle bana bunu bağırıyordu; fazlalık olduğumu ve gitmem gerektiğini.

Ama bunu nasıl yapabilirdim? Ailemin yokluğu ilk kez bu apartmanda bu kadar batmıştı bana fakat beni seven ilk ve tek insan da bu apartmandaydı. Ben kimsesizliğimden kurtulmak için kimsesizliğimi benden alan adamı nasıl terk edip giderdim?

"Saçmalama." Oflayarak doğruldum. "Bu evden taşınmam demek, Rüzgar'ı terk etmem demek değil ki." Hayatın gerçekleri aniden zihnime bir mermi sıkınca kollarımla dizlerimi sardım ve yüzümü kollarıma gömdüm. "Hangi parayla taşınacağım? Daha yeni taşındım, üstelik bir süreliğine de olsa benim bir işim yok."

Tekrar yattım ve gözlerimi kapattım. Hiç uykum yoktu. Düşüncelerim uyanıkken kâbusum olmuşlardı ve uyumama gerek olmadığını söylüyorlardı sanki. Gözlerimi açtım ve "Neden yoksunuz ki?" diye mırıldandım kendi kendime. "Çocuklar dünyaya geldiklerinde bir aileleri olmalı, böyle bir şart belirlenmeli." Sıkıntılı bir nefes verdim, sesim çok güçsüzleşmişti bir anda. "Dünyaya gelmek benim suçum değildi, neden kimsesizlikle cezalandırılır ki bir bebek?"

Gözlerimi kapatıp biraz geriye gittim. Yurtta geçen bir akşam. Ben cam kenarında dışarıyı izlerken, odadaki diğer üç kız kendi aralarında sohbet ediyordu. Gözlerim gökyüzünde, kulaklarım onlardaydı.

"Düşünsenize," dedi Masal. "Öz ailemiz geliyor ve bizi almak istediklerini söylüyor." Gözucuyla baktım. Mavi tarağıyla saçlarını tarıyordu. "Kardeşlerimiz varmış. Kuzenlerimiz, kalabalık bir ailemiz."

Zeynep histerik bir şekilde güldü. Bizden yaşça büyüktü.

"Kalabalık bir ailemiz var, bunca zamandır buradayım ve ailem geliyor. Geldikleri gibi geri gidebilirler."

Rüzgarın GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin