19. Bölüm: Günah ve vicdan.

4.9K 709 4.2K
                                    

Merhaba. ))

Nasılsınız?

Sonda konuşalım mıı?

Bol bol yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın lütfen.♡

Müzik?

İyi okumalar dilerimm. ^^

___

19. Bölüm: Günah ve vicdan.

'Zihninde cehennemle yaşayan birinin aptal olup olmamak umrunda değil.'
___

Ruhumda dalgalanan hayret boğazımı öyle devasa bir şiddetle sıktı ki bir an için öleceğimi düşündüm. Sadece birkaç dakika önce söylediğim her şey birer birer vicdanıma dökülüp orada kora dönüşürken elim boğazıma gitti, öne doğru eğilip nefes almaya çalıştım. 

Ölümü dünyanın en mürekkep gerçeği sanıyordum oysa ki... Ölüm sahiden de bir saniyeden mi ibaretti? Diz çökmek ve hançerime dönüşen vicdanıma yakarmak istedim, beni yok etmesi için. Ancak tek yapabildiğim öylece durmaktı.

"Yağmur!"

Akın'ın kulaklarıma dolan sesine aldırış etmedim, uçuruma doğru bir adım atıp "Benim yüzümden." diye fısıldadım.

Akın kolumdan çekip bakışlarımın yönünü değiştirdi, hayret dolu ve afallamış gözlerle beni izliyordu, ara sıra da gözleri uçuruma kayıyordu. Titreyen elimi kaldırıp uçurumu işaret ettim ve yineledim. "Benim yüzümden."

"Tamam." dedi, "Tamam, sakin ol."

Mürekkep ancak bir o kadar basit gerçeği idrak etmeye başladığımı hissettim, elim ağzımı kapatırken bir anda ağlamaya başladım. Akın'ın elinden çıkıp uçuruma doğru gidecektim fakat Akın beni belimden yakaladı.

"Barış!" Haykırdım. Bir kez daha ve bir kez daha, her seferinde daha gürültülü bir ses tonuyla feryat ettim.

Kurtulmak için çırpındım ama Akın beni daha da geriye çekti ve birlikte yere çöktük. İlk kez Akın'ın yanında hüngür hüngür ağladım. Halbuki o, yanımda olduğunda ağladığımı belli etmemek veya sessizce ağlamak için elimden geleni yapar, bazen de gözyaşlarımı içime akıtırdım.

Akın başımı göğsüne bastırıp saçlarımı okşarken bir yandan da yardım isteyen sesini duydum, telefonla konuşuyordu. Telefonu bırakıp diğer kolunu da belime sardı.

"Sakin ol." diye fısıldadı kulağıma doğru.

Tam o sırada nemli gözlerim başka bir çift gözle buluştu, Seray şok içinde bana bakıyor ve sanki benden bir şey bekliyordu. Başını iki yana salladı ağır ağır.

"Yapmadı de." Başını omzuna yatırdı ve yineledi. "Yapmadı de."

Titreyen sesi kulaklarıma ulaştığında başımı Akın'ın göğsüne saklayıp daha çok ağladım. Seray'ın yakarışını duyduğumda kulaklarımı kapatmak istedim, hiçbir şeyi duymamak ve hatta görmemek. Ama imkânsızdı, değil mi? Ölümü duymamak imkânsızdı.

"Seray!"

Akın bağırınca başımı kaldırdım, Seray uçurumun kenarına çökmüş ağlıyor ve ellerini öfkesini kusmak ister gibi yere vuruyordu.

"Yetişemedim!"

Akın'la gözlerimiz buluştu, ne istediğini anladığımda başımla onayladım. Gözyaşlarımı silip ayaklandı ve Seray'ın yanına gitti. Omuzlarından tutup geriye çekmeye çalıştı ancak nafileydi. Telefon çaldı, Seray refleksle yanına bakınca onun telefonu olduğunu anladım. Daha çok ağladı.

Rüzgarın GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin