21. Bölüm: Bir gülümseme meselesi.

3.5K 605 1.8K
                                    

Merhaba. ^^

Çok uzatmayacağım ama çok rica ediyorum bol bol yorum yapın. Sürekli bölüm isteyen arkadaşımlar, özellikle siz akckejckejd. Tepkileri merak ediyorum. ")

İyi okumalar dilerim <3
_

21.Bölüm: Bir gülümseme meselesi.

'Boyun eğdim yağmura..'
_

5 yaşındaki Yağmur abisiyle kovalamaca oynuyordu, tam önümden koşarak geçtiler.

Yüzümü kapıya döndüm. Babasının omuzlarındaydı bu sefer, şiddetli kahkahalarla eve girdiler.

Bahçedeydi.
Oyuncaklarıyla oynuyordu, bahçede dolaşıyordu.

Evin penceresinden dışarıyı izliyordu, göz göze geldik.

Yaşamadığım birçok şey daha silik bir görüntü gibi geçip gitti gözlerimin önünden. Arabadan indiğim anda karanlık bahçede durmuş ve "babam beni terk etmeseydi bu evde nasıl bir hayatım olurdu?" diye düşünmeye başlamıştım. Çoçukluğumdan, bütün bunların bir hayalden öteye gidemeyeceğine dair bir anlaşma imzalayarak güzel bir geçmişi canlandırmasını istemiştim.

Rüzgar'ın, elimi tutan eli kıpırdayınca nemli gözlerimi gökyüzüne çevirdim. Aldığım nefes boğazımda durdu, yutkundum. Evden çıktıktan sonra planladığımız gibi pastaneye gitmiştik. Emel Hanım olanları bildiği için üzerime gelmemiş, hiçbir şey sormamıştı. Bense kaldığım yerden çalışmaya devam etmiştim, akşam olduğundaysa işten çıkıp hazırlanmak için eve gitmiştim.

Ve buradaydım. Geçmiştki Yağmur'un yaşamayı hayal ettiği evin tam önünde.

"İyi misin?"

Gözlerimi kırpıştırıp bakışlarımı Rüzgar'a çevirdim.

"İyiyim." diye mırıldandım, gözucuyla evin pencerelerine baktım. "Buraya ikinci gelişim. İlkinde gözüm hiçbir şey görmüyordu çünkü biliyorsun, isteyerek gelmemiştim ve gergindim. Şimdi elimde değil, düşünmeden edemiyorum."

"Neyi?"

"Bu evde büyümüş olsaydım nasıl biri olurdum, nasıl bir hayatım olurdu?" Durup soluklandım. "Bunu."

Rüzgar elimi kaldırıp dudaklarına bastırdı.

"Apartmana taşınmamış olurdun."

Hüzünle güldüm ve bakışlarımın yönünü değiştirip ağzımın içinde, "Ev yanıyor." diye geveledim, tabii ki duymadı.

"Efendim?"

"Yok bir şey."

Bütün vücuduyla bana doğru döndü, ona ayak uydurdum.

"Tek niyetim suratına bulaştırdıkları bu mutsuzluğu silip atmak..." Sol yanağımı okşadı, yüzümü avucuna yasladım, elaları gözlerimden dudaklarıma indi. "Dudaklarına bir tebessüm asmak." diye devam etti ve ekledi. "Ve onu hep korumak." Yanağımdaki parmağı dudaklarıma doğru kaydı, dokundu ve okşadı. Rüzgar ağır ağır bana yaklaştı, "Ama şimdi sırası değil," diye fısıldadı, benimle gülümsedi. "Buradan çıkınca yüzüne en güzel tebessümü çizeceğim."

"Sen olmasaydın bugün buraya hayatta gelemezdim."

Bana gülümsemeye devam etti, kolundaki saate bakıp tekrar bana döndü.

"Artık gidelim mi? Çok beklettik."

Yüzüm düşerken başımla onayladım, derin bir nefes aldım ve birlikte gidip kapının önünde durduk. Zile basacak o cesareti toplayabilmek için neredeyse bir dakika bekledim. Nihayet o zile bastım ve saniyeler sonra kapıyı Akın açtı. Önce bana sonra Rüzgar'a sonra birbirinden ayırmadığımız ellerimize baktı. Çenesi kasıldı, tam bir şey diyecekken Aziz Bey geldi.

Rüzgarın GölgesiWhere stories live. Discover now