Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
" kirletilmiş bir ilişkiyi, bir tekayrılık temizler"
🌼
Hani belli zamanlar vardır, tutarsın olan biteni içinde asla dışarı yansıtmaz kendi içinde bile yaşamayı yasaklarsın. Unuttuğunu yada öyle bir şeyin olmadığına inandırmak istersin kendini. Herşey üst üste gelirken sen kollarını açıp hepsini bir köşede üst üste biriktirirsin. Ve hepsi artık seninde başa çıkamayacağın büyük bir sorun hâline gelir. Jiminin karşındaki jeon'da tam olarak bunu yaşıyordu.
Annesinin ölümü babasıyla-henüz jiminin de bilmediği- yaşadığı olay , uyuşturucuya batıp hayatı elleri arasından giderken jungkook sadece sessiz kalıp boyun eğmişti. Ama şuan uzun süredir biriktirdiği gözyaşlarıyla yılların acısına döküyordu.
Biliyordu ki bir daha asla bu kadar şeffaf olamayacaktı.
Ufak ellerinden birini büyük elin üstüne koyarken diğer eliyle jungkookun bir bacağını oksayıp sakinleşmesi için usulca bilinçaltına mesaj veriyordu.
Yanaklarından akıp çenesinde son bulan Gözyaşları yerini derin iç çekmelere ve ardından sessizliğe bırakırken jimin aynı pozisyonda kalmış bazende elleriyle yumuşacık siyah tutamları okşamıştı.
Hiç-bir hastasıyla bu şekilde temasa geçmemişti. Bu kadar yakın olması ve duygularla ona dokunması yanlıştı.
Jungkook parke 'deki gözlerini arada jimine çıkarıyor ama ardından hem bu kadar yakınlıktan hemde ağladığı için utanç duymuyor değildi. Jiminin ellerini ve saçlarını okşayan elinin yerini boşluğa bırakırken üşümüş hissetti büyük olan.
Jimin yerine otururken karşısındaki genç oturduğu sandalyede dikleşmiş , eski yıkılmaz ve duvar ifadesini almıştı.
"Bugün bana kendin hakkında birşeyler anlattığın için çok mutlu oldum. Ama seni yeterince yorduğumu düşünüyorum" jungkook elini ceketinin cebine sokmuş diliyle dudaklarını ıslatıp sanki az önce çocuk kadar masum olan kendisi değilmiş gibi bir duruş sergilemişti.
Gülümsediği için ortaya çıkan elmacık kemikleri ve yok olan gözleriyle bir süre karşısındaki pürüzsüz yüzü izledi.
Yutkundu.
"İstersen burada bitirebiliriz?"
"Erken değil mi?" Jungkook düşünmeden söylediği sözle jiminin kaşları yukarı kalkmıştı.
"Yani demek istediğim belli bir süresi yok mu? Yani erken sonuçta şey manasında. - bir süre susup derin bir iç çekti- söylemedim say" bıkmış gibi omuzları düşerken jimin bu görüntüyü oldukça sevimli bulmuştu.
Kıkırdarken aynı zamanda küçük eliyle ağzını kapatıyordu.
"Benim yanımda rahat olmalısın jungkook. Içinden ne geçiyorsa söyleyebilirsin" dudaklarını yalarken parlak dolgunluklara kaydı karşısındakinin gözleri.
'Seni öpmek istiyorum' içinden geçirdiği cümleyi dışarı vurmamak için dilini ısırdı.
Çalınan odanın kapısıyla ikilinin bakışları dönerken odaya giren genç uzun siyah saçlı kız eğilerek selam vermiş elindeki tepsiyi göstermişti.
"Bay park rahatsız etmek istemedim efendim ama dün kahvaltıdan beri birşeyler yemediniz. Dışarıda bildiğim bir ev yemeği restoranından sizin için yemek söyledim. Lütfen yiyin efendim. Zayıf düşmemeniz için söylüyorum." Kız nazikçe gülümsemiş elindeki tepsiyi jiminin önüne koymuştu.
"Ah eunmin şuan seansım var. Hem aç hissetmiyorum" kız şaşkınlıkla sandalyede oturan jungkooka baktı.
"Ama siz haftasonu kimseyi buraya almazsınız bu yüzden bende bu beyefendiyi erkek arkadaşınız sandım. Ikiniz için söylemiştim. Üzgünüm hasta olduğunu bilmiyordum" eğilip önünde birleştirdiği elleriyle özürlerini sıraladı genç kız.
Jimin öksürük krizine girerken jungkook bir elini ensesine atmış yerinde kıpırdanmıştı.
"Siz yemeği bırakın bay park yesin. Benim seansım bitmek üzere sorun olmaz" kız jungkooka bakarken onay ister gibi jimine döndü. Derin bir nefes vermiş omuzları düşerken kafa sallamıştı jimin.
Yeniden özür dileyip odadan çıkan kızın ardından jungkook tepsiyi jimine itti ve gözleriyle yemesini işaret etti. Çubukları tutup isteksizce birkaç lokma ağzına atarken jungkook isteksiz olduğunu anlamış yüzünü buruştururken mırıldandı.
"Olmayan iştahım kaçtı" jimin yeniden kıkırdadı.
Yediği yemeğin yağı dudaklarına bulaşırken jimin arada ya dudaklarını yalıyor yada çubukları iki dudağı arasına alıyordu. Jungkook karşısındaki genç masumca yemek yerken kendi aklından geçen düşünceler için kendine kızmıştı.
Kaçıncı olduğunu bilmediği defa yutkundu jungkook.
Jimin yemeğin yarısında karşısındaki gencin sıkıldığını düşündüğü için doyduğunu söyleyip bırakmıştı.
"Bir sonraki seansa seni bekliyor olacağım. Bu sefer geç kalma" yerinden kalkıp ufak elini ayağa kalkan bedene uzattı.
Jungkook ufak ele bakınca gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmış ve elini tutmuştu.
Jiminin eli kendi eli içinde gözükmüyordu.
Jungkook odadan çıkınca derin bir nefes vermiş hızla motoruna koşup kafasını toparlamak adına bar'a sürmüştü.
Girdiği tanıdık bar'da rastgele bir koltuğa kendini atarken içmeye başlamıştı bile. Henüz 20 dakika geçmişken işini bilmiş gibi kucağındaki yerini alan kıza bir bakış attı. Kucağına oturmuş uzun tırnakları ellerini boynunda dolaştırıp nefesini kulağına üfledi adını dahi bilmediği kız.
Hiç-bir tepki vermeden içkisini içerken kiz elini tutmuş yüzündeki yan sırıtışla bar'daki kalabalık ortamdan soyutlanmak adına jungkooka arkadaki boş odalardan birine çekmişti.
Bu yaptığı en iyi seks olacaktı kızın. Karışısındaki çocuk hep buraya geliyor ama sürekli o yetişemeden biri tarafından kapılıyordu. Tanrı gibi duran adama adeta tapabilirdi.
Açtıkları birkaç odadan dolu olduğuna dair iğrenç mırıltılar almaları sonucu zorda olsa buldukları boş odaya adeta daldılar.
Kız ellerini direk jungkookun boynuna dolarken dudaklarını ince dudaklara bastırmıştı. ( yazarken bile sinirleniyorum bak )
Jungkook ellerini kızın beline sarmış karşılık vermişti. Içtigi onca şeyin etkisindeydi ve şuan ne yaptığını bile bilmiyordu.
Kızın uzun parmakları boynunu çizerken ikili çoktan soyunmaya başlamıştı bile.
Jiminin parmakları gibi tombul ve kısa değildi bunlar. Hiç şirin değildi.
Kız tarafından konforsuz yatağa itilen jungkookun son hatırladığı şey üstüne çıkan kızdı.
🌼
Sinirlenenler?
Beğenmeniz dileğiyle:) seviliyorsunuz. İyi gecelerr❤✌
