Birlikte güzel bir kahvaltının ardından jiminin eski okul arkadaşı olan aynı zamanda bağımlılıklarla ilgili çok fazla deneyimi olan biriydi.
Jimin en güvendiği kişiye teslim etmeliydi jungkooku.
"Elimde değil güzelim. Saatlerdir içmedim." Jimin etrafta insanlar olmasını umursamadan uzanıp sevgilisinin dudaklarına dudaklarını bastırdı.
Saniyelik olan ufak öpüşmeleri jungkook'un titremelerini azaltmış jiminin dudaklarının etkisine girmesine sağlamıştı.
Ayrıldıktan sonra jimin usulca yanağını okşamış kaçamak bakışlar atan gözleri kızarmış bedenin gözlerini öptü bu sefer.
Jungkook'un gözleri bu hareket karşısında kapanırken elleri arasındaki ufak eli sıkıp kavramıştı.
"Bay park ve jeon. Gelin lütfen." Asistan kız genç çiftte seslenip içeri girmeleri için kapıyı açtı.
Elleri birbirine kenetliyken jungkook ufak bir çocuk gibi kaçamak bakışlar atıyordu. Yabancı bir ortamdı ve gergin hissediyordu.
Eğer şuan ellerini sımsıkı tutan sevgilisi olmasaydı bir saniye bile durmazdı.
"Jimin, hoşgeldin! Seni yeniden görmek çok güzel." Jungkook gibi iri cüsseli bir adam eğilip önce jiminin elini sıkmış ardından jungkooka dönüp gülümseyip onunda elini sıkmıştı.
"Hadi oturun lütfen." İkili basta direkt konuya girmemek adına lise yılları hakkında konuşmuşlardı.
Jungkook sohbete pek katılmamış arada gülen jiminin gülüşünü kaçırmamak adına ona bakmıştı sadece.
"Pekala, konuya gelecek olursak?" Tatsız konuların geldiğini anlayan jungkook yan sandalyede oturan jiminin eline uzandı.
Jimin stresli bedeni gevşetmek adına elinin üstünü okşayıp dudaklarını dişledi.
"Mark, jungkook madde bağımlısı ve tedavi olmak istiyor fakat tahmin ediyorsundur çok tedirgin."
"Evet oldukça belli oluyor. Pekala bay jeon, 3 yılı aşkın olduğunu tahmin ediyorum ama tahminen kaç yıldır kullanıyorsunuz?"
