✩18

9.2K 581 83
                                    

"Yine ben geldim!"

Kaya'nın enerji dolu sesini duyduğumda telaşla geri çekildim ve önüme döndüm. Teoman da kravatını düzelterek önüne dönmüştü.

Az önce içinde bulunduğumuz hal... Kızarmamak için zor duruyordum.

"Günaydın gençler." deyip karşıma oturan Kaya umarım ki bir şey görmemişti.

"Günaydın." dedik Teoman'la birlikte.

"İpek, iyi uyudun mu bari?"

Of sus, zaten yeterince utanıyorum.

"Hıhı." dedim gülmeye çalışarak. "Ben gideyim. Daha eve uğrayacağım. Şirkette görüşürüz."

Onların bir şey demesine fırsat olmadan kaçarcasına içeri girdim ve çantamı alıp evden çıktım. Arabama bindiğimde çalıştırmadan önce alnımı direksiyona yaslayıp biraz öylece durdum ama hiçbir şey düşünemiyordum. Gözümün önüne gelen tek şey az önce hemen karşımda bana bakan Teoman'dı.

Olabildiğince normal bir hale geldiğimde eve uğrayıp üzerimi değiştirdim. (Medya)

Şirkete gidip odama girdiğimde peşimden Özgür ve Aylin geldi. Aylin elindeki kahvelerden birini önüme bıraktı, oturmadan önce.

"Şu an buna o kadar ihtiyacım vardı ki... Sağ ol."

"Ne oldu? Dün akşam gelmemişsin, Çağdaş'a sordum sabah balkonda." dedi Özgür.

"Ne? Teoman Bey'de mi kaldın?" dedi Aylin hayretle.

"İsteyerek olmadı. Koltukta uyuyakalmışım."

"Ee başka bir şey mi oldu?"

"Biz... sabah biraz -ama biraz- yakınlaştık."

"Nasıl bir yakınlaşma?"

Elimi kaldırıp -Teoman'ın yüzünü temsilen- yüzüme yakın bir şekilde tuttum.

Aylin bir şaşkınlık nidasıyla birlikte elini ağzına kapattı.

"Öpüştünüz mü?" diye sordu elinin altından.

"Hayır. Kaya geldi."

"Gördü mü sizi?"

"Görmedi."

"Kaya Bey gelmeseydi ne olacaktı?"

"Nereden bileyim Aylin?" dedim bıkkınlıkla. "Kafam karman çorman oldu zaten. Bu konuyu değiştirebilir miyiz?"

"Tamam. O zaman benim asıl gündemime gelelim." dedi Aylin. "Bu hafta sonu düğünüm var. Yarından itibaren izinliyim."

"Daha elbise bakamadım." dediğimde Özgür bana tuhaf bir bakış attı.

"Derde bak." dedi gülerek.

Biraz daha onlarla sohbet ettikten sonra gittiklerinde ben de küçük birkaç işimi hallettim. Öğleden sonra mesainin bitmesine yaklaşık 1 saat varken kahve almak için odamdan çıkıp standa gittiğimde bardağa kahve koyarken biri standa yaslanınca dönüp bakmasam da o kişin Teoman olduğunu anlamıştım.

Anında beni bir sıcak basmıştı.

Ona kaçamak bir bakış atıp bardağımı aldıktan sonra odama gideceğim sırada adımı seslendi.

"Efendim." dedim Teoman'a dönerken.

"Bu sabah..." der demez bir telaş yapmıştım. "Kaya gelmeseydi, sana başka bir şey engel olur muydu?"

Vermem gereken cevabı bilmiyordum ki.

"Ben..." diye mırıldanırken cümlemin devamını nasıl getireceğimi bilmiyordum. Tam o an Burcu imdadıma yetişti.

MİHMANWhere stories live. Discover now