✩40

5.9K 541 38
                                    

Oldukça yoğun bir günün ortasındaydım.

Dün akşam Çağdaş kendi evine taşınmıştı. Ben de bütün gece yatakta dönüp durmuştum.

Bugün de sabah Maxim, ben ve Finans Departmanı çalışmaya başlamıştık ve mesai saatinin bitimine 1 saat kala bitirmiştik.

Ağır çekimdeymişçesine yavaşça yerimden kalktım ve ceketimin yakasını düzeltirken aynı zamanda odamdan çıktım.

Kaya'nın odasına girdiğimde içeride Teoman ve Özgür vardı.

"Ben daha sonra geleyim."

"İpek, saçmalama. Gel içeri." dedi Kaya.

İsteksiz bir şekilde kapıyı kapatıp Özgür'ün yanına gittim ve koltuğunun kol kısmına oturdum.

"Dün ne oldu diye sormaya gelmiştim."

"Gittim. Özür de diledim."

"Sonra?"

"Sonra karşılıklı çay içip sohbet ettik."

"Yani?" dedim kaşlarımı kaldırıp.

"Yani, arkadaş gibi bir şeyiz işte."

"Süper." dedim gülümseyerek. O sırada Özgür bana baktı.

"Gidelim mi?"

"Gidelim." deyip ayağa kalktım.

"Nereye gideceksiniz?" diye sordu Kaya.

"Kuzey'in bu akşam doğum günüymüş. Aylin küçük bir parti ayarlamış." dedim.

"Anladım. İyi eğlenceler."

"Sağ ol. Görüşürüz."

Teoman'a hiç bakmadan odadan çıktığımda Özgür de peşimden geliyordu.

"İpek." diye seslendi Teoman. "Bekler misin?"

"Aşağıda buluşalım." dedim Özgür'e.

Özgür giderken Teoman yanıma geldi.

"Konuşabilir miyiz?"

"Teoman..."

Zordu. Ayrıldığımız andan sonra hiç konuşmamıştık.

"İpek, lütfen."

Başımı salladığımda Teoman odasına yöneldi. Ben de peşinden gittim.

Odaya girdiğimizde kapıyı kapatıp Teoman'a döndüm.

"İpek, ben..." deyip duraksadı. "Ben özür dilerim."

"Benden ayrıldın, farkında mısın?"

"Hataydı." dedi hemen.

Teoman'ı böyle görmek beni üzüyordu. Sanki günden güne daha da çöküyor gibiydi.

"Sadece ayrılman değil, beni bir yabancı gibi görüyorsun."

"Hayır tabii ki. Sen benim için çok özelsin. Yabancı biri olduğunu nasıl düşünürsün?"

"Öyle düşündürüyorsun. Kusura bakma ama ben böyle mutlu olamam. Tamam, senin özel meselen olabilir ama benim hakkımda her şeyi bilirken benden bazı şeyleri sakınman kırıyor."

Teoman yorgun bir şekilde alnını ovdu.

"İpek, ben..."

"İkimiz de yorulduk Teoman." diyerek kestim sözünü. "Sen biraz dinlen. İyi akşamlar."

Teoman'ın odasından çıkarken boğazıma bir yumru oturmuştu.

Belki de yanlış yapıyordum, uzatıyordum ama başka türlüsü şu an içimden gelmiyordu.

MİHMANWhere stories live. Discover now