8

5.5K 713 237
                                    


   Jisung sonunda evdeki herkes gittiğinde kendini yatağa bıraktı. Lino da hemen yattığı yerden kalkıp yanına kıvrılmıştı.

  Bir eliyle Lino'yu severken konuşmaya başladı Jisung. "Çok güzel bir kedisin. Açıkçası başta korktum senden ama şimdi düşününce zararlı gibi durmuyorsun. Dışarısı tehlikeli olabilir bu yüzden yanımda kal olur mu?"

  Lino dediklerinden sonra miyavlayarak göğsüne yatmıştı. Jisung cevabını aldığını düşünerek gülümsedi.

  Sabah yine aynı şekilde uyanmışlardı. Jisung üstünde fazladan bir ağırlık hissetmiş gözlerini açmıştı.

  Saçları dağılmış, yüzünü göğsüne yaslayıp huzurlu bir şekilde uyuyan Lino'yla karşılaşmıştı. Ardından onu uyandırmamayı başararak yataktan kalkmıştı.

  Telefonunu eline alıp salona ilerledi, annesi aramıştı.

  "Efendim anne"

   Telefonun ardındaki kadın neşeli sesiyle konuştu "Günaydın 2. en sevdiğim oğlum"

   Jisung daha demin ki manzaradan dolayı mutlu uyanmıştı zaten ama bunu demesiyle daha da gülümsedi. "Jeongin mi yanında?" Gülmeye başlamıştı.

  Annesi hafif bir mırıltıyla onayladı "Jeongin sana bir şey diyecekmiş akşamı bekleyemedi.".

  Jisung kahve yapmak için sıcak suyu bardağı dökerken "Bekleyemez o, ne diyecek?" demişti.

   Telefondan hışırtılar yükselirken Jisung elinde telefonla salona geçmişti. Jeongin heyecanlı bir şekilde birkaç kez "Abi" diyerek telefonu eline aldı.

  "Abi kedi nasıl?" Jisung ilk olarak kediyi sormasına gülmüş ardından yatak odasına doğru bakmıştı.

  Hala uyuyordu.

   "Kedi iyi, uyuyor şu an. Ayrıca abi nasılsın demek yok mu? Kedi daha mı önemli benden?" Sonlara doğru sesini duygusallaştırmıştı.

Küçük Jeongin ciddiye alıp olayı toparlamaya çalıştı. "Hayır tabiki abim. En çok seni seviyorum bu gezegende."  Bazı kelimelere dili dönmemişti.

  "Jeonginime bak sen, başka bir gezegende başkasını daha mı çok seversin?" Kahveden bir yudum alıp sehpaya bıraktı.

  "Yani başka bir gezegenin her yerinde kediler varsa oradaki kedileri senden daha çok seviyor olabilirim. Ama seni de seviyorum üzülme."

   Jisung gülümseyip "Tamam ben de seni seviyorum" demişti.

   "Kediyi sormak için mi aradın beni?" Diye sordu Jisung sehpadaki kahvesini geri eline alırken.

  "Hayır abi yarın size geliyoruz. Kediyi seveceğim, bunu haber vermek için aramıştım." Jisung ani bir hareket yapmış, kahveyi ağzına götürürken bunu  duyduğu için kahve üzerine dökülmüştü.

  Yanarken çok fazla ses çıkartmamaya çalışıyor kıyafetini çekiştirip duruyordu.

  "Noldu abi iyi misin?"

  Telefonu kulağından uzaklaştırıp üzerindeki tişörtü çıkarmış, Jeongin'e cevap vermişti.

  "İyiyim abicim de yarın sabah işte olacağım ben akşam gelin."

  Bu konuşma olurken Lino sesten uyanmıştı. Çevredeki şeylere tutunarak iki ayak üzerinde salona gitti.
 
  Jisung üstü çıplak bir şekilde salondaki koltukta oturuyordu. Jeongin abisini onaylayıp ona öpücüklerini iletmiş telefonu kapatmıştı.

  Jisung kirlenen kıyafetiyle koltuktan kalkıp arkasını döndüğünde şaşırmış gözlerle ona bakan Lino'yla karşılaşmıştı.

  Lino gözlerini kırpıştırıp Jisung'un kaslarına bakmış ardından yumruk yaptığı elleriyle gözlerini kapatıp tek diyebildiği kelimeyi söylemişti.

  "Miyav"

🐈🖤

  Bu kitabı yazarken aşırı uwu krizine giriyorum.
  
 
 

My Cat Lino Where stories live. Discover now