~Uçan Kapı

1.3K 118 26
                                    


Hemen kapımı uçuran kişiyi görmek üzere dışarıya baktım. Ancak ortada görülecek herhangi birşey yoktu.
Tüm çevreye baştan aşağıya tekrar baktığımda ise kapının dışında beyaz kürklü bir tavşan iki ayağının üzerine kalkmış bir şekilde bana bakıyordu. Aslında tam olarak baktığı şey omzumdaki Piti' den başkası değildi. Piti ise hala omzumda tembel bir şekilde uyukluyordu. Dostum sahibinin kapısı uçurulmuştu. Sendeki bu rahatlıkta neyin nesiydi böyle?
Olayların gidişatına bir anlam veremeyerek konuştum.

"Selam!" Dedim. Belki duruma birazcık saçmalık katmıştı ama sonuç olarak dikkatini de çekebilmiştim.

"Neden kapımı havaya uçurdun?"

Dikkatinin bende olmasından faydalanarak az önceki olan patlamayı sordum. Bir düşününce burası ustamın malikanesiydi. İçinde de böyle bir şiddet yanlısı tavşanın rahatça gezebilmesi olası bile değildi. Yani bu tavşanın ustama ait olması çok daha muhtemeldi.

"..."

Gözlerini deviren tavşan -evet ilk defa Piti dışında bunu yapabilen bir tavşan görüyordum- sanki bu ezikte kim der gibi baktı ve tekrar Piti'ye döndü. Tavşanın tepkisine karşı bende omzumdaki Piti'ye baktım.

"Piti, ben komadayken ustamla çok samimi oldun da sana sevgili mi ayarladı?"

Ben bunu der demez omzumda uyuklayan Piti, başını dikip bana onaylamayan bakışlar gönderdi. Ardından aramızdaki telepatik bağla bana ne olduğunu anlattı. Evet anlaşmanın bir sonucu olarak aramızda bir bağ gelişmesi sonucu aramızdaki mesafe çok olmadıkça o an da hissettiği duygularını ve ne anlatmak istediğini anlayabiliyorum. Ve durumda aslında benim sandığım gibi değilmiş. Bu niyeyse biraz üzdü.

Kapıda bize yani Piti'ye bakmaya devam eden minik beyaz tavşan ustamın komamdan dolayı yaptığı seyahatlerin birinde katıldığı bir müzayede de satın aldığı melez bir Karasu Tavşanıymış. Ne ilginçtir ki Karasu Tavşanlarının en belirgin özellikleri gece gibi siyah kürkleridir. Bunun dışında kürkü siyah olmayan Karasu Tavşanı kesinlikle karanlık niteliğini kaybedecektir. Eh, önümüzdeki tavşan da bir istisna değildi bu durumda. Beyaz tavşanın da Karasu Tavşanı olabilmesi için iki elemente ve bu elementlerden birininde su niteliğinde olması gerekiyordu.

İki tip element, canavar olarak kabul edilen vahşi hayvanlarda sadece hükümdarlar da ve imparatorlar da bulunurdu. Ancak şöyle bir şey de vardı ki çoğu hükümdar ya tek elemente sahipti ya da hiç bir elementi yoktu. İki tip elemente sahip olan hükümdarlar ise iki elin parmağını geçmeyecek kadar azdı. Bunlardan ilki de listede bulunan üst düzey hükümdar olan tek tavşan türü Karasu Tavşanıydı.
Eğer ki önümüzde duran çılgın -kapı uçuran ya da- tavşan da bir melezse ilk olarak su elementine ve ayrı yeten başka bir elemente daha sahip olmalıydı. Asıl konuya dönecek olursam da kapıyı kırma nedeni Piti'ye meydan okumak içinmiş. Sebebi ise meçhuldü.

Bu küçücük boyuyla Piti'ye karşı meydan okuması oldukça taktire şayandı. Pek tabi Piti'nin de şu anki boyu beyaz tavşanın boyundan çokta farklı değildi ancak gerçek boyu da belimin yarısına gelecek kadar hatta tabiri caizse normal bir köpek kadar büyüktü. Ama beyaz tavşana bakıldığında verdiği his bunun aslında onun orjinal boyutu olduğunu açıkça belli ediyordu. Normal şartlarda melez bir Karasu Tavşanı olarak aradaki kesin farkı görebilmesi gerekiyordu. Acaba bu küçük tavşanın zihinsel bir hastalığı mı vardı yoksa ölmeye mi meraklıydı!?

Şimdiye kadar -önceki hayatımda dahil- herhangi bir ölüm, zulüm, kan, vahşet gibi şeyleri hiç görmedim. Belki sadece okuduğum kitaplarda görmüşümdür o kadar. Aslında düşünecek olursam biraz kindar bir insanım ve bana yapılanları da aynı şekilde misliyle iade etmeyi de severim. Yine de böyle sevimli bir tavşanın ölmesine gerek yok. Hemde ustama aitken!

Çılgın PrensesOnde histórias criam vida. Descubra agora