Çılgın Prenses

Karışıklık~

Günlerim katkı puanı toplama ve kadim kitapları gözden geçirmeyle sıradanlaştı. Ancak bu sıradan günler düşündüğümden daha da kısa sürmüş ve tüm -minicik- umutlarımın yıkılmasına neden olmuştu. Bilirsiniz çok fazla düşünmeseniz bile bu doğru olmayabilir. Sadece kendini avutmak için bulduğun bir kabuktur. Dışarıdan bakınca mantıklıdır. En sonunda yine hayal kırıklığına uğratabilir. Benim durumumda ise kesinlikle bir hayal kırıklığı oldu. En azından faydalı bir bilgi parçası bulabilirim diye ummuştum.

...

Olivia için yapabileceklerim de sınırlıydı. Ancak işe yarar birkaç küçük şey bulmayı başardım. Tabi biraz... Hayır bu gereğinden fazla zor oldu. Nedeni ise genelde önemsiz olan ünvanlar bir şeyi çağrıştırmaz ya da o kişi için kendi sahip olduğu isim yerine dile dolanan bir lakaptır. Yine de her ünvanda ufak bir tutarlılık da vardır. Buna örnek olarak benim 'Prenses' ünvanım. Çok fazla insan benim gerçek bir prenses olduğumu bilmemesine rağmen bulunduğum konum direk ünvan olarak yansımıştı. -Diğer ünvanım ise tam bir muammaydı.- Bundan yola çıkarak yetimhane büyüyen bir kızın 'Kayıp Prenses' olarak adlandırılması oldukça ironikti.

Olivia'nın bu ünvanından yola çıkarak son 2 yıldır bir araştırma yapıyordum. Araştırmaya ilk başladığımızda büyük küçük kıtada bulunan tüm kraliyet ailelerinin saç rengine bakmıştık. Böyle bile olsa yinede geriye 100 kadar ailenin bu özelliğe sahip olduğu ortaya çıktı. Çok fazla gibi görünmese de her kraliyetin kendi mahremiyeti de vardı. Bu da araştırmaları gün geçtikçe zorlaştırıyordu.

Olası en iyi aday Velverosa İmparatorluğunda bulunan ve Olivia'nın kaldığı yetimhaneye en yakın olan Pentera Krallığıydı. Kralın saç rengi ve kraliçenin göz rengi, Olivia'nın özellikleriyle benzer olmasına rağmen tamamen uyuşmasa bile üçü yan yana gelecek olsa ebeveyn ve çocuklar olduğunu herkes düşünürdü. Kralın bilindiği kadarıyla toplan 6 çocuğu vardı ve bunlardan ikisi Olivia ile aynı özelliklere sahipti. Tüm bu bilgiler dışında aile geçmişlerine bakmak diğer imparatorluklar ve krallıklara göre daha kolay olmamıştı. Kullanamadığım bir ünvana ve yetkiye sahipken işler hiçte iyi gitmiyordu.

Özellikle en güçlü adaylardan biri olan Atlanta İmparatorluğunun aile geçmişiydi. Bu noktada araştırmaların durgunlaşmaya başlaması kaçınılmazdı. Bilgiler sınırlı ve kısıtlıydı. Ancak tek bir gerçek vardı. Bu da Atlanta İmparatorluğunun kurucusunun saç rengiydi. Bilinmeli ki, Atalanta kıtasında bulunan 4 imparatorluk arasından hükümdar koltuğuna güçlü ve bilge olduğu sürece cinsiyete bakmayan tek imparatorluktu. Diğer imparatorluklarda da ara ara kadın hükümdarlar olmuş olmasına rağmen hala arada belli bir cinsiyet ayrımcılığı da yok değildi.

İhtimal olarak düşüktü. Fakat kurucunun neredeyse minyon figürü olan Olivia da şaka değildi. Jenerasyonlardaki en çok benzerliğe sahip olan kişi hiç şüphesiz Olivia'ydı. Mantıksal açıdan bakıldığında şimdiki başta olan İmparatoriçe dış görünüş olarak Olivia'nın sahip olduğu özelliklerin neredeyse birine bile sahip değildi. Benzer olan bir şey varsa o da birbirini anımsatan yüzleri, sınıfları ve sahip oldukları uzay elementiydi. Aynı şekilde İmparatoriçenin eşi imparatorlada bir benzerlik söz konusu değildi. Tek benzerlikleri sahip oldukları metal elementi bile olabilirdi. Olivia'nın kardeşi olma potansiyeline sahip olan iki Prens ve üç Prensese baktığımızda ise dış görünüş olarak Olivia onlarla biraz fazla alakasız kalıyordu.

Atlanta imparatorluğu ile ilgili araştırmada daha derinlere inebildiğimiz pek söylenemezdi. Fazla yüzeysel ve çoğu kişinin ulaşabileceği ayrıntılardı. Özellikle 11 yıl önce kaybolan bir çocuk hakkında hiç bir bilgi kırıntısı dahi yoktu. Atlanta imparatorluğunda doğduğu bilinen en küçük çocuk şimdi 25 yaşında bir Prensesti. Diğer çocuklar arasındaki yaş farkı ise en fazla beşti. Bu da ihtimalleri düşüren bir başka etmendi. Şimdiye kadar yapabildiğim araştırmanın sınırı işte buydu. Daha fazlası beni aşıyordu. En iyi seçenek Olivia'yı da yanıma alarak bu en iyi iki adaydan başlayarak en kötüsüne kadar tek tek gezmekti.