Görev

984 86 66
                                    

Daha önce kimse bana buranın yan tarafında küçük bir bahçesi olan 3 katlı bir tripleks ev olduğunu söylemedi!

(Y.n: Bilmeyenler için tripleks ev; Kelime anlamı olarak üç katlı ev anlamına gelen tripleks, genellikle içinden merdiven geçen üç katlı yapılar için kullanılmakta olup kendisine ait bir bahçesi, havuzu, çatısı veya teras katı bulunan müstakil veya villa tarzında karşılaştığımız bir ev modelidir kısaca.)

Bu bahçede Julia ile birlikte bir çok meyve ve sebze yetiştirip yiyebilirdik. Daha şimdiden yediğimizi görür gibi oldum.
Nedense bu dünyaya reenkarne olduğumdan beri beni en çok heyecanlandıran ilk şey yemek yemekti. Bunun sebebi de muhtemelen kitap okumaktan yemek yemeyi ve dinlenmeyi es geçip ihmal ettiğimden zihnimin derinliklerinde sürekli yemek yeme ihtiyacı hissetmem olabilirdi. Her ne kadar psikolojik bir reaksiyon da olsa bu dünyadaki yemekler de acayip lezzetliydi. Bir insanın yemeden durması bu yemekler karşısında imkansız sayılırdı.

Barakanın sade dış cephesine bakmakla oyalanmayıp içine girdim. Açıkçası içi dışından daha da geniş görünüyordu. Ancak 13 kişi için hala küçüktü.

Odaları seçip eşyaları yerleştirmeye başlamak biraz zaman almıştı. Ben, Olivia ve Martha tek kalırken 5'i kız 5'erkek grubu olan elfler de orman elfleri tek kişinin kalacağı oda için yarışmışlardı. Karanlık elflerde ise Lionel yeni yakın gelmesine rağmen bir sorun çıkarmamıştı. Bende daha fazla bu görüntüye dayanamayarak alım sırasına göre orman elflerini odalara yerleştirdim. Bu sonuca göre de Julia ve Samuel tek kişilik odalara sahipken diğerleri çift olarak kalıyordu. Gönül isterdi üçlü üçlü tıkıştır, fakat bu seferde orman elfleri karanlık elflerle tartışmaya girerdi. Ah! Her neyse! Sonunda yerleştiler ya gerisi önemli değil.

"Leydim odalara yerleşin dediniz ama iki parça kıyafet dışında başka bir şey koymaya gerek yok. Uzay çantalarımızda taşımak daha iyi aslında."

"Pekala, açıkçası bende öyle düşünüyorum. O yüzden şimdi istediğinizi yapmakta özgürsünüz. Bende bu arada okulun kütüphanesine gideceğim."

Odamın kapısına yığılı duran grup bir anda koro gibi konuşmaya başladı.

"Leydim bende sizinle geleyim!"

"Lütfen Leydim, beni de yanınıza alın!"

"Leydim, yanınıza bir koruma almalısınız. Bu ben olmalıyım."

"Nereden sen oluyormuşsun? Tabikide Leydimi koruyacak kişi ben olmayım!"

"Leydim siz bunları boş verin yanınıza beni alın."

"..." Diyecek söz bulamıyorum. Altı üstü bir kütüphaneye giderken neyin tantanasını yapıyordu bunlar?

"Yeter! Susun bir de motorunuz soğusun! Şimdi benimle gelip aylak aylak dolaşacağınıza evde kalıp meditasyon yapın. Alt katta bir bodrum var orayı düzenleyin Martha da mana toplama formosyonları dizsin. Böylece mana olarak zengin bir alana sahip oluruz. Hadi bakalım işe koyulun ve geldiğimde tamamlanmış olsun."

"Leydim bende kütüphaneye gitmek istiyorum."

Küçük bir fısıltıyla konuşan Olivia'yı herkes net bir şekilde duymuştu.

"Tabi ki gidebilirsin. Sonuçta sende bu okulun bir öğrencisisin."

Olivia dediğime mutlu olurken diğerleri surat asarak geri çekildiler. Arada Olivia'ya atılan kıskanç bakışları görmezden gelerek açılan yoldan geçtik.
Evden ayrıldığımızda hangi yöne gideceğim biraz muamma olsa da okuldan satın aldığım diğer haritaya bakarak bir yön seçip ilerledim. Yanımda mutlu bir şekilde ilerleyen Olivia ise bir şarkı mırıldandığını duydum.

Çılgın PrensesWhere stories live. Discover now