Ne

1.3K 108 60
                                    

"Elemet yumurtası mı? O da ne?"

Ben daha sorumu yeni sormuşken güzel ve lezzetsiz olan taşa değen kanla birlikte taşta parlamaya başlamıştı.

Bzzztt!!

Bzzztt!!

Piti ise aramızdaki bağ sayesinde durmaksızın beni bilgilendiriyordu. Böylece Element Yumurtasının ne olduğunu öğrenebilimiştim.

Element Yumurtası, aslında çağrıcıların başka bir boyuttan çağırdığı canlılar gibi ancak farklı olarak bir mühür çizilerek ruhlar aleminden çağrılan element ruhlarıdır. Element Yumurtası da bu çağrılan ruhun anlaşma yapılmaması durumunda ya da anlaşma yaptığı kişinin ölüme yakınken özel taşlara mühürlenmesidir. Başkaları tarafından kilit altına vurulduğu da söylenebilir. Bu özel taşlarda genelde yüksek mana saflığına sahip ruh taşlarıdır. Genelde para yerine kullanılan bu ruh taşları seviye atlamayı da kolaylaştırır. Asıl konuya dönersek Element Yumurtasının içinde anlaşma yapmamış mühürlü bir ruh barındırıyor. Sadece büyücülerin mühür çizebileceğini bir kenara bırakırsak mühür çizilmeden çağrılan bir ruh ayrıca bilinmeyen bir süre de Element Yumurtasının içinde hapis kaldığı düşünülecek olursa, saldırganlık gösterme ihtimali çok yüksekti.

Bu geç ikazın ardından fazla bir süre geçmiş gibi görünse de aslında iki saniye bile sürmemişti. Element Yumurtası da önceki parlaklığını kaybetmiş ve içinden taşın şimdiki saydam rengi yerine önceden görünen Kehribar renginde parlak bir ışık havada süzülmeye başlamıştı. Havaya her saniye tehtitkar bir aura saçan ışık demetine temkinli bir şekilde bakarak konuşmaya başladım.

"Şey, yanlışlıkla taşa kan damlatmışım. Bu yüzden bana aldırmayarak istediğin yere gidebilirsin."

"..." Element ruhu,

"Ah, pencereyi açayım." Dedikten sonra yatağımdan indim ve pencereyi açtım. Piti ise tüm süreç boyunca havada süzülen ruha karşı temkinli bir şekilde omzumda duruyordu. Her ne kadar ilk cümlemde dikkati birazcık dağılmış olsada.

"..." Element ruhu,

Tehtitkar aura ben konuşmaya başladığımdan beri durgunlaşmıştı. Sanki ne olduğunu anlamaya çalışıyormuş gibiydi.
Dostum bunu anlamaya çalışma sadece tehtitkarlığınla birlikte git buradan.

Neden hep böyle aksilikler beni buluyordu?

"Sen... Beni atıyor musun!?"

Ne! Bu acayip ruhun sorunu da ne böyle? Neden durduk yere sinirleniyordu? Hepsi yetmezmiş gibi birde havaya karışan tehtitkar aura artmaya başlamıştı.

"Bir dakika, atmak mı? Hayır hayır. Ben seni tam şu anda serbest bırakıyordum. Cidden."

Galiba sakinleşti. Çünkü çevrede artan tehtitkar aura durulmuştu.

"Pekâlâ. Madem bu kadar ısrar ediyorsun, o zaman seninle bir anlaşma yapabilirim."

"Evet... Bir dakika! Sen ne dedin!?"

"Çok ısrar ettiğin için seninle bir anlaşma yapacağımı söyledim. Orada öyle durma, hadi anlaşmayı yapalım."

Çıldırmış mı bu ruh, yoksa sadece bana mı öyle geliyor? İlk ortaya çıktığında heran saldırmaya hazır bekliyordu. Şimdi karşımda duran bu saçmalıkta neydi? 

"Sen... Gerçektende bunu istediğinden emin misin?"

" Elbette. Israrlarının boşa gidecek olmasına üzüldüm."

"..."

Baştan beri hangi saçmalıktan bahsediyor bu? Gurur yaptığından mı çarpıtıyor olayları?

Çılgın PrensesOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz