46. Bölüm ~ Kimsin?

1.5K 182 168
                                    

Emir odasına girdikten sonra girişte Ece, Bahar ve Anıl öylece kaldılar. Ece gecenin insanlara kattığı şehveti yaşamaları için ikisini yalnız bıraktı.
"Benim pilim bitti, hadi iyi geceler."

Bahar Ece'nin gidişiyle kendisini çıplakmış gibi hissetti. Biran dönüp kendine baktı ve içinde bulunduğu ortam için 'ne işim var benim burada' dedi. Daha üç hafta önce çalışmaya başladığı iş yeri patronunun kardeşinin evindeydi. Üstelik şuan yalnızlardı. İçini dolduran panik haliyle Anıl'a endişeli, zoraki bir gülümseme sundu.
"İyi geceler Anıl." diyerek odasına gitmeye yeltendi.

Anıl bir daha gelmesi zor olan bu fırsat için kolundan tuttu Bahar'ı.
"Biraz konuşabilir miyiz?"
"Saat çok geç oldu yarın konuşsak?"
"Şimdi Bahar."
"Uykum da vardı ama?"
"Çok tutmayacağım seni."
"Ertelenemez mi?"
"Hayır, ya bu gece ya da hiç.."

Bahar konuşmanın içeriğini az çok tahmin ediyor ve tahmininden kaçıyordu. Anıl'ın zamansız ısrarı itiraz edemeyeceği boyuttaydı. İçinden 'Umarım yanlış tahmin ediyorumdur' diye dualar ederek.
"Tamam bir beş dakika konuşalım."

Anıl memnun olmuş şekilde gülümseyerek salona aldı Bahar'ı.
"Bir şey içer misin?"
"Hayır teşekkür ederim, gereğinden fazla şey içtim."
"Bazen içmek iyidir ya, insana gizlenmiş cesaretini verir."
"Cesaretin çıkmaya niyeti olsa gizlenmez zaten. Eğer gizleniyorsa bir sebebi vardır. İçmek o sebebi alt üst eder, sonuç hata olur."

"Senin cesaretinin sebebi nedir bilemem ama benimki sensin. Senden gelecek tepkiden korkup gizleniyordu. Ama şimdi düşündüm de korku beni mutlu etmiyor."
"Benden ne gibi bir tepki gelebilir ki?"
"Şimdi öğreneceğiz onu."
"Nasıl?"

Anıl oturdukları üçlü koltukta aralarındaki mesafeyi kapatacak şekilde Bahar'a yaklaştı. Gözlerinin içine baktı.
"Ben uzun zamandır senden etkileniyorum. Varlığın beni heyecanlandırıyor. Gülüşün içime garip bir huzur veriyor. Eğer istersen seninle güzel bir birlikteliğimiz olur ve gülüşünü arttırırım. Birlikte daha mutlu oluruz."

"Ama beni tanımıyorsun."
"Öyleyse tanımama izin ver. Kaçma artık benden."

"Anıl ben nasıl diyeceğimi bilemiyorum ancak hislerin çok değerli inan bana. Birlikte yaptığımız sohbetler bana da iyi geliyor. Ancak benden beklediğin o birlikteliği sana veremem."
"Çünkü?"

"Çünkü.... çünkü..... çünküüüüü seninle aynı duyguları paylaşmıyorum. Üzgünüm."

Anıl'ın aldığı cevap oldukça açıktı. Bu durumda söylenecek bir şey yoktu. Direk ayağa kalktı. Koltukta oturmaya devam eden Bahar'a baktı.
"Konuşma için teşekkür ederim, bu konuda seni bir daha rahatsız etmeyeceğim. İyi geceler."

Bahar Anıl'ın hiç ısrar etmeyip, espiriye vurmayıp, itiraz etmeyip konuşmayı sonlandırmasına canı sıkıldı. Kadınların bu konudaki anlamsız nazlarına erkekler uyum sağlayamadığında güzel olacak hisler yarım kalıyordu. Bahar da hem Anıl'ın ilgisini istiyor hem de onunla bir ilişkiyi şuan kabul edemiyordu. Kendince var olan sebepleri Anıl'a evet dedirtmediği için hayatına isyan ediyordu.

İkisinin de yüzü asılmıştı. Anıl Ece'yi uyandırmak istemeyip sessizce odasına girdi kendisi için yastık, çarşaf aldı ve dolabından çıkardığı iki takım pijamanın birini yatağın üzerine bıraktı. Kapıda odadan çıkmasını beleyen Bahar'a "yatarken bunları giyebilirsin, Allah rahatlık versin." Diyerek yeniden salona geçti.

Moralsiz bir şekilde teşekkür eden Bahar odaya girip Anıl'a ait olan pijamaları eline alıp gayri ihtiyar burnuna götürdü. Tertemiz deterjan kokusuyla karşılaşınca hayal kırıklığına uğradı. Derin nefes alıp üzerini değiştirdi ve yatağa girdi. Hem birisiyle yatmaya alışık olmadığından, hem de bu geceki konuşmanın rehavetinden uyuyamadı. Sabahın erken saatlerinde Anıl'ın sessizce evden gidişini tek duyan Bahar oldu. Kapanan kapının sesi sanki kalbinin sesiydi.

KIRIK DÜŞLERWhere stories live. Discover now