60. Bölüm ~ Yangın

1.9K 189 152
                                    

Emir'in kapıyı vurup gidişinin ardından giren sancıyla iki büklüm kaldığı yerde hıçkırıklara boğularak uyudu Aylin. Bu güne kadar yaşadığı bir çok acı vardı. Çocukluğu, tecavüze uğraması, karanlıkta ölüme terkedilmesi ve daha bir sürü şey. Hiç biri şuan içine çöreklenen acısı kadar büyük değildi. İçi alev ateş yanıyor, ruhu çığlıklar içerisinde bağırıyor ancak kimse sesini duymuyordu. Aydınlıkta nefes almak hiç bu kadar zor olmamıştı. Her şey anlamını yitirdi, bu dünyaya kimsesiz olarak gelmişti öyle de devam edecekti. Issız, köksüz, yalnız...

Emir sitenin ortasında gözyaşlarını toprağa akıttı. Tıpkı Aylin gibi iki büklüm olduğu yerde doyasıya ağlıyordu. Bir zaman sonra yanına gelen güvenlik, başına bir şey gelmiş olmasından şüphelenerek usulca omzuna dokundu.
"Beyefendi iyi misiniz?"

Emir omzundaki eli sertçe itti. Ayağa kalktı. Hiç cevap vermeden siteden çıkıp motoruna atladı. Bu güne kadar her dertlendiğinde gittiği yere doğru hızla yola çıktı. Motoruna yüklendiği kadar yüklendi. Tekerleğin zeminde her dönüşünde dertlerinin de hızla geride kalacağına inandırdı kendisini.

Ancak mekan'a vardığında geride bıraktığı dertleri anılarına eklendi ve daha kötü bir hal aldı. Aylin'i oraya ilk getirdiğinde henüz daha ona açılmamışken içinde oluşan o tatlı hisler. Cesaretiyle kendilerini Ayşegül ve Burak'ın zülmunden kurtarışı. Bütün gece bedeniyle kendisini ısıtması. Sonra ilk evlenme teklifi ettiği gece. Bahçedeki dansları, evin içerisinde yanan sobanın yanında aşkla sevişmeleri. O anları düşündükçe kasıkları sızladı. Dişlerini sıktı. Şimdi bütün bu güzelliklerin birer anıdan ibaret kalacak olmasına inanamıyordu.

En büyük yaşama sebebi, hayat kaynağı tek bir bilet ile her şeyi geride bırakıyordu. Yoldan aldığı elindeki dolu şişeye baktı ve lanetler okuyarak yere atıp parçalanmasını izledi. Kalbide tıpkı şişe gibi tuzla buz olmuş haldeydi. Sevdiği kadını göz göre göre kaybediyor oluşuna katlanamıyordu. İçinde onu boğan bu acı ile karanlığa bakıp avazı çıktığı bağırdı. Ancak ne yapsa bu yangından kurtulamıyordu...

Aylin titreyen bedeniyle uyandığında gözüne giren kış güneşi daha çok üşümesine sebep oldu. Ağır hareketlerle doğruldu. Başı çatlarcasına ağrıyordu. Koltuğa oturup başını iki elin arasına aldı. Avuçları arasında ezerken ağrının azalacağını zannetti. Ancak daha fazla canı yanıyordu. Hala koltukta olan battaniyeyi bedenine sararak kendisini yeniden uyutmaya çalıştı. Ancak beyni hiç susmadığı için uykuya geçemedi. Kendisini rahatlatacak şeylere ihtiyacı vardı. Evin içinde dolaşmaya başladı. Yatak odasına girince doğruca dolabı açtı. Emir'in kıyafetlerinden birini alarak hemen burnuna dayadı. Teniyle karışmış parfüm kokusunu içine çekince beyni uyuşmuş gibi sakinleşti.

Elindeki kıyafetle çalışma odasına gitti. Emir'in çizim kalemini aldı, onun masasında oturdu. Henüz hiçbir yaşanmışlığı olmayan bu odada önüne aldığı kağıda bir şeyler karalamaya başladı. Burnunda Emir'in kokusu, elinde en büyük yogası çizdi durdu. Baş ağrısı sakinleşirken, çiziminden ortaya çıkan sonuçlara bakıp hafifçe gülümsedi.

Dün modaevinde hazırladığı sürprizleri düşündü. Onları gidip oradan almaya karar verdi. Odasına geçip hazırlandı ve evinden çıktı. Çağırdığı taksi ile işyerine gitti. Hızlı adımlarla merdivenlerden çıkıp atölyeye geldi. Ütü masasının üzerinde duran minik elbiselere baktı. Eline alıp bir süre onları sevdi. Ardından ütülerini yapıp özenle katladı. Poşete koydu. Yapacak daha fazla işi olmadığı için gitmeye karar verdiği sırada merdivenlerdeki ayak seslerini duydu. Anıl'ın hesap sormaya geldiğini düşünerek gözlerini devirdi. Ancak bu kez ondan bir şey saklamayı düşünmüyordu. Evinin kapısının kulpu ağır bir şekilde inerken Aylin kapıya bakıyordu. Bu kadar ağır şekilde hareket etmesiyle Aylin sabırsız bir şekilde.
"Gel hadi gel." dedi.

KIRIK DÜŞLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin