NDLS -18- Gerçekler

1K 50 27
                                    

Bu bölümü PsikopattYazarrr 'a ithaf ediyorum :)

Medyada ki resmi gördüğünüzde Elif'i ve Yekta'yı düşünün :)

Herkese iyi okumalar...

_____

'Sevmek zor iş, ne maaşı var ne sigortası. Bir ayrılığı var bir de gözyaşı...'

_____

Çaktırmadan içeri girdim ve kanepeye oturdum. Elif tam konuşacaktı ama beni farkedip kolumdan tuttu ve beni dışarıya sürükledi. Kapıyı kilitledi. Hoofff yaaa!

Yekta

"Noldu? Namusunu kayıp edip bana mı geldin? Temizlememi mi istiyorsun?"

Daha çok yaklaştı ve tokatını yüzüme kavuşturacaktı ama ben onun elini tam zamanında tutmuştum.

"Elif. Çık." dedim dişlerimin üstüne ısırarak.

"Çıkmayacağım!"

"Sana çık dediysem çıkacaksın."

"Yekta sana açıklamama izin ver!"

"Gerek yok. Ben göreceğimi gördüm!"

Onun elini kanlı elimle tuttuğumda ağızını hafifçe açtı.

"Ne yaptın eline!" dedi endişeli. Elini bırakıp "Sana ne." dedim ve tişörtümle kanan elimi sardım.

"Hastaneye gitmemiz lazım. Mikrop kapacaksın!"

"Açıkcası... Sana ne? Sen neyimsin de bana bu kadar ilgi gösteriyorsun?"

"Yekta! Sana bi şey açıklayım mi!"

"Hayır." cevabımı umursamayıp devam etti.

"Bana kimse senin gibi baktı mı bilmem, ama ben kimseye sana baktığım gibi bakmadım...!"

"Eeee."

"Ne sıradan bir sevgiyi yaşayacak kadar basit biriyim. Ne de seni sıradan bir sevgiye malzeme yapacak kadar herhangi biri."

"Bittin mi." Bu kız gerçekten dedikleriyle doğru mu...?

"Birinin gözlerine bakmak, onun rüyalarına girmeyi göze almak demektir. Sevmeye kabiliyetin yoksa, o gözlere bakmayacaksın!"

Gözlerine bakmaya bıraktım ve gülmeye başladım. Tekrar ona baktığım da ağlıyordu. Kalbimde ya aşk yada nefret hissediyordum. Ne olduğunu seçemiyordum...

Onu kendime çektim ve sarıldım. Göz yasları vücudumu yakıyordu. Beni ittiğinde onu hemen bıraktım.

"Son bir şey isteyeceğim. O zaman gideceksin."

Cevabını beklemeden yüzünü avuçladım ve kendime daha yakın çekerek dudaklarından öptüm.

Yumruklu elini havaya tuttuğunda bıraktım ve onu kendimden ittim. Bana tokat atmasına izin verdim ve gidilişini izledim.

Kapıyı açtığında Buğra elinde ki bardakla önüne düştü.

"Allah seni bildiği gibi yapsın Buğra!" diyerek çıktı. Buğra kendisini yerden toparlayıp arkasından koştu.

Okul

Elif

"Buğra konuştuk işte ya! Sen zaten her şeyi duydun! Meraklı Melahat!"

"Ya o kadar sessiz konuşuyorsunuz ki! Duyamadım napim?!"

"Git Yekta ya sor o zaman!" Ya biz birbirimize bağırmıştık ama Buğra duymadı be! Ben onu bi kulak doktoruna mı götürsem?

Ne diyon Lan sen?Where stories live. Discover now