NDLS -25- Kıskançlık

704 45 32
                                    

Herkese iyi okumalar...

_____

'Sağda solda diyormuşsun arkamdan ağladı diye! Ayıp lan ben hiç diyor muyum arkamdan havladı diye..!'

_____

Herkes alkışladı ve Yekta bana sarıldı. Hemen Karşılık verdim. Kulağıma "Artık sadece bir Aşama daha kaldı. O zaman Elif Sancaktar olacaksın. Seni seviyorum." dedi Yekta kulağıma fısıldayarak ve yanağımdan tebessüm ederek öptü.

"Bende seni seviyorum." dedim ve yanağına bi buse kondurdum.

Ondan hemen ayrıldım çünkü herkes bize bakıyordu ve utanıyordum. Ben nasıl onu ailemin önünde öperim ya?! Delirdim mi ne??

"Barış. Çocuklar en iyisi eğlenmeye gitsin ve bizde evde geçmişleri konuşuruz." dedi Yekta'nın babası. Bi Dakka ya onun ismi ne?? Ona hep Yekta'nın babası diye seslenmeyeceğim ya.

"Yekta Baba'nın ismi ne lan söyle bi." dedim kulağına doğru ama sesli söylediğimi farkettiğimde içimde Kafamı duvara vurmak istedim.

"Musa kızım." dedi Yekta'nın babası.
Bende herkesin dikkati dağılsın diye hemen konu bulmak istedim. "Lunaparka gidelim mi?"

"Bu halde mi." dedi Yekta üstlerimizi kast ederek.

"O zaman 30 dakikada orada Görüşürüz?"

"Yok öyle şey ben seni alırım. Yoksa seni kaçırırlar mazallah." dedi ve Mert'e baktı. Haydaaa neden Mert'e baktı ki?

Ona öldüresiye bakarak yanağımdan öptü ve sonradan da bana sırıtarak gitti. Oğlum sanki ben görmedim gibi numara yapma.

Tuba'yla odama geçtim ve ona üst baş bi şeyler verdim. Hava aslında akşam olsa bile sıcaktı ve ikimize kısa Şort ve Tişört çıkarttım.

Üstümüzü giyindikten sonra da Mert kapımıza tıklayıp "Girebilir miyim?" diye sordu üşengeç küçük çocuk gibi.

"Gir." dediğimde Tuba bana bi bakış atıp odadan çıktı. Hiçte anlamadım ki bakışını ama neyse...

Mert'e baktım ve konuşmasını bekledim. Konuşamayınca da ben patladım ve "Mert konuşsana be! Sanki ölüm haberi getirecekmişsin gibi Önümde duruyorsun! Delirtmeyin lan beni! Söyle ne varsa!" dediğimde ellerimi havada salladım.

Ellerimden tuttuğumda ben ona öldüresiye baktım. Hiç hoşlanmam böyle şeylerden! Tamam hoşlanıyorum ama sadece Yekta da!

"Sana Almanya'da ihtiyacımız var." dedi gözlerime derin derin bakarak.

"Mert neler oluyor orada?" dedim sakin kalmaya çalışarak. En nefret ettiğim şeyde budur abi. Bi sadette gelin be! Uzatmayın Lafı! Dolandırmayın ağızınızda bi zahmet...!

"Gavurlar.... Sen gittiğinde çok güçlü oldular. Çok puan kayıp ettik ve tabelada en son olduk..."

"Oğlum siz antrenman yapmıyor musunuz?! Hani size bin tane şey gösterdim onları ne yaptınız?!"

"Elif yaptık tabi ki! Ama sana ihtiyacımız var! Takımı'n sana ihtiyacı var! Hocamıza ne oldu farkında mısın?!" dedi sesini yükselterek.

"Ne oldu! Sakın öldü deme!"

"Ağızından yel alsın manyak! Ölmedi adam ama kahroldu! Adam yüzümüze bakamıyor lan! Utanıyor! Her gün seneler önceki grup resmimize bakıyor ve seni sayıklıyor."

Tam bi şey söyleyecektim ama o devam etti. "Adam ağladı Elif. Hocamız ağladı. Bak sana bilet ayırdım yarın'a. Lütfen gel ve gavurları sik. Takımı'n sana ihtiyacı var..." dedi ve bileti bana uzattı.

Ne diyon Lan sen?Where stories live. Discover now