Page 11

81.1K 5.4K 5.3K
                                    

"Yekta! Yine birisi geldi oğlum sana."

Annemin sesini duymamla kafamı telefonumdan kaldırdım. Bu ara çok popülerdim, iki-üç defa evde gördüğüm adamlar beni alıp o eve götürmüştü. Yaptığım şey ise Kamil abiyle öğrendiğim şeyleri tekrar etmekti. Artık birçok aletin nasıl ve nerede kullanıldığını biliyordum, hem de kendimi savunacak kadar silah bilgisine de sahiptim. Kısacası çok havalıydım!

İzlediğim videoyu durdurup yatağımdan kalktım ve odamdaki boy aynasının karşısına geçerek üstüme bir göz gezdirdim. Gri, üstünde Tony Stark olan tişörtüm ve dizlerime kadar gelen şortumla Korel'in istemediği bir şekilde giyindiğimi fark ettiğimde dudak büküp dolabıma gittim. Tuncer'in eve kargolattığı ve anneme "Çekiliş kazandım." dememe sebep olan siyah kıyafetlere bir bakıp aklımda kombinleştirmeye çalıştım.

Hiçbiri hoşuma gitmemişti, ben en son Rıza Dedenin cenazesinde böyle sade ve renksiz giyinmiştim. Lakin emir büyük yerdendi, Korel beni bir kez daha böyle görürse üstüme atlayacak diye korkuyordum. Bu yüzden her zamanki gibi gömleklere dokunmayarak siyah bir tişört ile siyah bir pantolon geçirdim üstüme. Aynanın karşısında elimi sarı saçlarımdan geçirerek dağınık bir şekilde alnıma dökülmesini sağladım. Parfüm sıkıp telefonumu da aldığımda tamamen hazırdım.

Odamdan çıkıp salona doğru gittiğimde annemin pür dikkat televizyona baktığını gördüm. Dış kapıya yönelmeden onun yanına ilerledim, geldiğimi bile fark etmemişti. Bakışlarımı televizyona çevirdim, gördüğüm görüntüyle dudaklarımdan bir gülüş fırladı. Yine bir sabah programını izliyordu, ekrandaki sanki kendi oğluymuşcasına üzülüyordu.

Gülüşümün üstüne beni fark edip "Şş, sus da dinleyeyim." dedi. Göz devirip "Yahu ne buluyorsun şu programda? Hep aynı konu, farklı kişiler. Dur tahmin edeyim hatta, şu kadın kocasından başka bir adama kaçtı, sonra pişman olup geri geldi. Kocası kabul edecek mi etmeyecek mi muhabbeti?" dedim sorarcasına.

Bana gözlerini kısıp "Aynı konu olması olayı hafifletir mi eşek sıpası? Ya ileride benim güzel gelinim de kaçarsa?" dedi. Ardından bu fikir korkunç geliyormuş gibi elini kalbine koydu. Hemen sonra bakışlarını bana çevirip tedirgince "Yekta... Gel otur şöyle iki dakika bir şey söyleyeceğim." dedi. Kaşlarım çatılırken "Vaktim yok anne, söyle direkt." dedim, fazlasıyla oyalanmıştım. Kapıdaki adam çıktığımda beni vurmazsa iyiydi.

Dudaklarında genelde benden bir şey isterken takındığı gülümsemesi oluştu, "Hümeyra'nın kızı var ya oğlum, çok hanım hanımcık, akıllı uslu bir kızmış." dedi. Olayı anlayıp havaya sert bir soluk bıraktım ve "Ee?" dedim sabırsızca. Hevesle "Heh, o kızla bir görüşsen mi diyorum. Hayırlı bir kısmet olur senin için, mahallemizin kızı hem." dedi.

Göz devirip "Sultanım sen de diyorsun, 'mahallemizin kızı'. Ben yıllardır kardeş gibi gördüğüm kızla şimdi nasıl başka bir şekilde görüşeyim?" diye sordum ortada olan bir gerçeği yere sermek istercesine. Hem ben daha yirmi bir yaşındaydım, ne demekti birisiyle evlenmek?

Annem böyle düşünmüyor olacak ki kaşlarını çattı ve "Senin yaşındakilerin boy boy çocuğu var, sen hâlâ yerinde say. Hem ne varmış, ne kaldı şunun şurasında üniversiteyi bitirip işini eline almana? Şimdi nişanlansan, üniversite bitince de evlensen..." diye hayallere daldı. Başımı iki yana sallayıp "Konu ne ara kaçan kadınlardan benim nişanıma düğünüme geldi bilmiyorum ama daha fazla vaktim yok. Gecikirsem merak etme." dedim ve ona bir öpücük atıp salondan çıktım. Arkamdan söylenmelerini duyarken umursamayıp dış kapıya geldim, üstüme siyah ince bir hırka geçirip kapıyı araladım.

Mafya [bxb] • TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin