Page 59

51K 2.6K 3.1K
                                    

merhabalar, nasılsınız?

ankammyyy bu bölüm sana bebeğim(; kdkflpdlddl

iyi okumalar,

••

"Bakın, çok üstlerine gitmeyin. Siyah giyinin, çok kalın gözükmeyin. Zaten kaslısınız, valla bizimkiler oynamadan kaçar. Onlara doğru koşmayın çok, oradaki hiç kimse üstüne iki metre boyunda yüz elli kilo birisi koşarken oyuna devam etmez. Biraz da gülümseyin, insan olduğunuzu anlasınlar. Bir de sinirlenince kimseyi öldürmeyin tamam mı?"

Büyük bir dikkat ve ciddiyetle konuşup önümde beni dinleyen dokuz adama baktım. Hepsi anlamış gibi gözüküyordu, bunu onaylarcasına başlarını senkronize bir biçimde salladıklarında memnuniyetle gülümsedim. Bugünkü maçta oluşacak zararı elimden geldiğince en hafife indirmiştim, umarım gece sonunda kimse hastanelik olmazdı.

"Yekta, hayırdır?" Bir anda arkamdan çıkan Tuncer, kolunu omzuma atarken merakla önümde oturmuş bana bakan kalabalığa yönelik konuştu. Masumca omuz silkip "Hiç, sadece mahalledekilerin can güvenliğini sağladım." dedim ve aklıma gelen şeyle "Bak bugün Yusuf'la dalaşmayın, sen çok korkunç oluyorsun sinirlenince. Valla herkes korkup gider." dedim hemen. Az önce onu evde bulamamıştım, bu yüzden ona söyleyeceklerimi şimdi söyleme fırsatı bulmuştum ancak.

Tuncer, Yusuf'un ismini duyduğu an hafifçe öksürdü, ardından boğazını temizleyip "Merak etme çömez, benimle muhatap olmazsa sorun çıkmaz zaten." dedi ve omzumdaki eliyle saçlarımı karıştırdı. Bu cümlenin aynısını Yusuf da demişti ama ikisine de güvenmiyordum, birbirlerine karşı garip bir gıcıklıkları vardı.

Bugün maç günüydü. Evdeki on bir mafya ve mahalledeki on bir genç çoktan belirlenmiş, saha ayarlanmıştı. Ben mahalle takımında oynayacaktım çünkü Korel ikide bir geçen günkü iddiamı yüzüme vuruyordu. Hem, bence kazanma imkanımız vardı. Yani eğer mahalledekiler bizim adamları gördüklerinde kaçmazsa, mafyalar çok kaslı olduğu için çok koşamazlarsa, Korel bana biraz acırsa, Allah'ın birliği ve beraberliği falan üstümüzde olursa... Bence kazanabilirdik.

Bu düşünceyle başımı sallayıp "Evet evet, yaparız biz. Keşke enerji içeceği içmelerini söyleseydim, gerçi onun da içine katkı katıyorlar artık. Eskiden böyle miydi, bir içerdik üç gün uyumazdık." diye mırıldanmaya başladım ama mırıltım "Yine nasıl böyle bir konuya geldin cidden yetişemedim Yekta ama yanaklarındaki çizgileri sen mi yaptın?" diyen Tuncer'in sesiyle kesildi. Yüzüne baktığımda gülmemek için zor duruyor gibi gözüküyordu.

Gözlerim kısılırken "Evet, savaşçı kişiliğimi temsil ediyor. Sizi ezeceğiz ya hani, sade şekilde mi yapayım bunu?" dedim iddia dolu bir sesle.

Yekta kurallarının sekizincisi, asla iddiandan vazgeçme. Takımındaki herkesin kilo toplamı karşındaki takımdaki üç kişiye eşit olsa bile...

Kaşları alayla havalanırken tam ağzını açacaktı ki salonun girişinde adım sesleri geldiğinde başımızı o yana çevirdik. Kapının orada gördüğüm yüz, dudaklarımın büyükçe havalanmasına sebep olurken o da bana baktı, dudakları çok hafif şekilde havalandı. Alt dudağımı ağzımda ezdim.

Mafya [bxb] • TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin