18| filming documentary

154 26 54
                                    

Dört gözle beklediğim haber birkaç gün sonra gelmişti. Hem de Kyungsoo'dan bizzat.

Kwabena'yla konuşmuştu. Ve tam da bahsettiği gibi gerçekten buralıların gözünde çok kıymetli bir insan olmalıydı ki Kwabena küçük bir direnişin ardından pes etmişti. Bu, belgeseli çekebileceğimiz anlamına geliyor elbette, şaka gibi ama gerçek.

Öğle vaktinden sonra köy meydanında toplanmamız istenmişti. Biz de hazırlıkları tamamlamış, tüm ekipmanları yüklenip yola çıkmıştık.

Adım atarken kalbim gümbür gümbürdü. Haftalarca devam eden bir sefalet sürecinden sonra nihayet belgesel çekmek için yola koyulmuş olabilmek, hala bir hayal gibiydi. Sanki oraya vardığımızda birisi çıkıp eşek şakası yaptıklarını, belgesel konusundaki fikirlerinin asla değişmemiş olduğunu söyleyecekmiş gibi hissediyordum.

"Kalp çarpış seslerin buraya kadar geliyor."

Hemen yanımda duran Baekhyun'a baktım. Başını bana doğru çevirmemiş, önüne bakmaya devam ederken konuşmuştu az önce. Dudaklarında hafif sevimli bir tebessüm vardı.

"Sen heyecanlı değil misin?" diye sordum karşılık olarak. Alacağımı sandığım bir cevap vardı fakat öyle olmamıştı.

"Değilim, yalnızca yatmaktan başka bir eylem yapabileceğim için mutluyum."

Doğru ya, ondan bu tarz şeyler beklenmezdi. Zaten en başında buraya, yani Gana'ya gelirken de pek hevesli olduğu söylenemezdi. Zorunluluktu onunki yalnızca.

Cevap vermeye gerek görmeyip yalnızca yürümeye devam ettim. Heyecanı biraz fazla kaçırmış olmalıyım ki diğerlerinden öne geçtiğimin farkına varamamıştım. Daniel arkamdan seslenmeseydi eğer, uzun bir süre daha da varamazdım muhtemelen.

Meydana vardığımızda gözlerim o anda en çok ihtiyaç duyduğumuz kişi olan Kwabena'yı değil, Kyungsoo'yu aramıştı öncelikle.

Kwabena'yı ikna ettiği müjdesini verdiği anda söylemişti bunları. "Pazartesi günü ben de oraya gelmeye çalışacağım, yanında olmak istiyorum."

İşte bu yüzden sabahtan beri heyecanlandığım bir diğer konu  da bu olmuştu. Burada olacağını düşünüyordum işin aslı, fakat beklenmedik bir şekilde yanılmıştım. O burada değildi. Buruk bir hayal kırıklığı çöktü üzerime.

Az önce heyecandan gaza basan da bendim, şimdi Kyungsoo'yu düşünürken yavaşlayıp durma noktasına gelen de. Jihyo şaşkın bakışlar altında beni sırtımdan dürtüklediğinde geldim kendime.

Kwabena da dahil olmak üzere köy halkından oluşan büyük bir kalabalık bizi izlemekteydi. Bu bana buraya geldiğimiz ilk günü hatırlatıyordu. O zaman da aynı şekilde insanlar meydanda, bakışlar üzerimizde toplanmıştı. Fakat o sefer, berbat bir şekilde sonuçlanmıştı bu durum. Kwabena bana bağırıp orayı terk etmiş, beni ise utanç duygularıyla başbaşa bırakmıştı.

Artık durum farklıydı. Ateşkes imzalanmıştı çoktan. Şimdi güle oynaya geçinme vaktiydi.

Bu sefer bilinçli bir şekilde öne çıktım, Kwabena'ya doğru yaklaştım. Minnetimi ve saygımı sunmak için başımı hafif bir açıyla eğdikten sonra yeniden kaldırdığımda "Ne kadar teşekkür etsem az." dedim ingilizce bir şekilde.

Karşılık vermedi, hafif bir tebessüm etti yalnızca. Bu tebessümün ne kadar içten olduğu sorgulandırdı. Zira belgesele izin vermesinin yegâne sebebi Kyungsoo'ydu.

Kalabalığın üzerimdeki bakışları rahatsız ediciydi. "O zaman başlayalım mı artık?" dedim yeniden hareketlenirken, ikiletmeden onayladı Kwabena.

struggle for life, kyungyeonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin