"Bekleyişler ve Hayalkırıklıkları"

1K 46 7
                                    

Azer'siz bu evde ölü gibi yaşadığım bilmem kaçıncı gün, saat ya da salise artık bilmiyordum.

Zaman kavramı o tetiği çektiğim gün yok olmuştu benim için. Ne akrep ve yelkovanın durmadan hareket edip atan tik tak sesleri umarımdaydı ne de kendim.

Tek derdim Akın ve Efsun'du.

En mutlu günümde beyaz kefen giydiren Sultan Koçovalı'ydı.

Mutluluğumu elimden alan herkesti.

Benim hayatımı söndürmemişlerdi sadece Fadik annenin de hayatı durmuştu Azer öldüğü günün sabahında.

Benden gizlemek için sessizce konuşsalar da duymuştum Cumali amcamın onları acımadan vurduğunu.

Eğer sinir krizi ve hayal kırıklığı yaşarken Azer'in o gece iki adımı atmasını önleyebilseydim şimdi yanımda olacaktı.

Eğer o silahı refleksle kaldırıp basmasaydım tetiğe şimdi evimizde olacaktık.

Belki de evliliğimiz ikinci ayında olduğu zaman çocuğumuzun haberini alacaktık ama tüm hayallerimiz boş kaldı.

Birlikte gezdiğimiz kısa da olsa hayaller kurduğumuz o ev her şey yarım kaldı.

Azer'in katili olmama sebep olan herkes bir şekilde devam ederken ben Azer ile öldüm o gece. Kimse anlamasa da yaşadığımı hissetmek için, intikamımı unutmamak için ve beni seven tek insan olduğunu hissetmek için takıyorum bu yüzüğü.

En çok amcamın ya o ya biz dediği halde kendisinin babasının katili olmasına sebep olan kadından çocuk beklediğini duymak yakıyor canımı.

Ben aileme rağmen mutlu olmayı seçtikten sonra Azer'in kaybı ile sınanırken ; Yamaç amcamın sevdiği kadınla hâlâ hayatına devam etmesi.

Bense kardeşimi aynı kaderi yaşadığım abimin ölümünü beklemekle duruyorum.

Hangisi daha ağır ?

Kendi canından olana düşman gözüyle bakmak mı?

Sevdiğin adamın katili olup yaşamaya devam etmenin yükü mü?

Bence gidememek.

Onsuzluğa alışmaya mahkum kalmak.

Ve o zaman gelene kadar yasamak zorunda kalmak.

Şimdi gitsem ya da zamanı geldiğin de beni affedecek bir adam olmayacak.

Çünkü sevilmediği insanların oyunuyla sevdiği tarafından kim vurduya gitti Azer ve bende.

S O N

Kısacık Karaca duygularını kendimce yazmaya çalıştım..

En son 21 Eylül 2020'de atmışım bölüm..

Içimden yazmak çok gelmiyor hele çıkan kaoslar..

Herkesi herkese kırdırdılar albayım geriye sadece gerçeği en başından savunanlar kaldı ama artık çok geç.

Neyse yeni kaos çıkartmayacağım anlayan anladı.

Bu arada AzKar yazamasamda AzKar'dan bağımsız bir hikâye yazıyorum.

Adı :  Véfa

Bakmak isteyen olursa profilimden ulaşabilirler..

İlhamım yeniden geldiğin de görüşmek üzere.

Bir de tavsiye; Aşırı beklentiye girdik bu zamana kadar hepimiz hayal kırıklığı yaşadık. Yenilikler olsa bile bunlar da daha büyük hayal kırıklıkları yaşatır bu yüzden asla körü körüne bağlamayın.. Bu beklentiler için de birbirinizi kırmayın boşu boşuna. Bazen apaçık bellidir olacak olan, zorla değiştirmek için de kimseye zarar vermeye kalkmayın olan yine biten kurgu da kendinize oluyor.💎Sencak

Görüşürüz..

Sevgiyle kalın..🤗🙏

💜

Namütenahi - azkar -Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu