Kıskançlık

3.5K 138 50
                                    

Namütenahi

Gecikmeden dolayı çok özür dilerim..

İnanın ki ; Yazacağım bu bölümü güzel olsun diye düşündüm iyice..

Umarım beğenirsiniz.

Ben yazmayı bitirince sizinle okuyacağım size şimdiden İyi Okumalar dilerim..

Kıskançlık

Yazarın Ağzından

Karaca evde sıkılmış yapacak birşey bulamayınca albümleri karıştırmaya başlamıştı. Yengesi yukarıda annesi ile babaannesine yardım ederken, Saadet'te salonda İdris ile oynuyordu. Saadet Karac'nın sıkıldığını görünce oğulunu oyuncakları ile biraz başbaşa bırakıp geçti Karaca'nın yanına.

"Hayırdır kuzum neden sıkkın senin canın?" dedi Saadet Karaca'nın elinden albümleri alarak.

"Çukur'da yaşarken özgürlüğümüz yok oluyor resmen ona üzülüyorum. En azından benim." Dedi Karaca.

"Hayda. Duymasın babaannen vallahi bacaklarını kırar." Saadet bunu söylerken arkayı kontol etti.

"Baksana abla ya 21 yaşına giriyorum doğru dürüst arkadaşım yok.. Olsa da gidip kafama göre eğlenemiyoruz. Çukur'da yaşayanlar geziyor en azından ben? Ev kuşu oldum burasıda kafesim." Dedi Karaca sitemle. "Adamlar her haltı yiyor biz izliyoruz. Bıktım bu durumdan bende çıkabilmek biraz olsun nefes almak istiyorum."

"Haklısın kuzumda korumak için mecburen bunu yapıyorlar sen de çok iyi biliyorsun. Hem normal aileler gibi değiliz ki.."

"Normal olsaydık acaba ailem beni sever miydi?" Karaca'nın bu sözüyle Saadet sarılmıştı. "Beni seven var ama göremiyorum ancak kaçarsam." Dedi iç çekerek.

Saadet sabırla nefes alıp verirken yapabilecek birşey düşündü ama her yol kızın başına bela açıyordu. Çaresizce sarılmaya devam etti yanındaki koca kıza.

* * *

Azer yeni işleri için bu arada toplantılara yoğunlaşmış, kendine ayıracak vakit bulamamıştı. En yoğun gün neredeyse bugündü onun için. Yemekler yeniyor, ortaklar ile görüşülüyor yeni işi için birçok düzenleme yapıyordu. Son adımlarına gelinerek atılan imzalarla bugün resmen yeni işlere başlıyordu Kurtuluş Ailesi.

"O zaman bunu duyurmak adına ve bugünü tarihe geçirmek için bir fotoğraf çekelim.." dedi adamlardan biri.

"Gerek yok böyle biz bize bilsek yeter." Azer istemeye istemeye kurduğu cümleye ragmen başarılı olamayarak yanına gelen adam ve kadının ortasında kaldı. Yılmaz adamla abisinin arasına girdiğinde sessizce söylendi Azer. "Yılmaz al şunları başımdan yoksa ben seni salacağım şu kattan aşağıya."

"Ne yapayım abim bunlar böyle. Gülümse boşver."

"Sana güvenen aklıma tükereyim ben emi. Seni kardeş diye isteyen sevgime tüküreyim. Her zaman en manyak ortakları mı bulur bir insan? Kurtuluş ailesinin safkalozu Yılmaz. Çek git lan.." dedi dişlerinin arasında Azer.

"Azer beycim ortak olmamızın şerefine bir kutlama yapalım diye düşünüp bizim mekanlarda yer ayırttım tüm iş ortaklarınızı, özellikle sizi de bekliyorum. İyi günler." Funda hanım konuşmalarına izin vermeden elini sıkıp çıktı Azer'in.

"Görüşürüz Azer bey." Dedi Adnan beyde kapıdan çıkarak.

"Yılmaz."

"He abim.."

"Akşam ben yokum." Dedi Azer ceketini giyip telefonunu açarken.

"Abim ne güzel alemlere akacağız ya.."

Namütenahi - azkar -Where stories live. Discover now