Bölüm 27- Olamamış Baklavalar ve Zamansız Yakınlaşmalar

30.6K 2K 307
                                    


Tıp fakültesinin en zor stajının sınav haftasında bölüm yazıyorum size. Dahiliyeden kalırsam beraber ağlayacağız söz verin dfsddfs

Bu bölüme sınır koymuyorum, sonraki salı, yani 8 Aralıkta akşam buluşalım canlarım.

Ama siz yine de oylarınızı yorumlarınızı eksik etmeyin olur mu? Morale ihtiyacım var valla

Hadi iyi okumalarrr🥳🥳🥳

***

Saat 5'i vurduğunda karnına giren kramplar artık dayanılmaz bir hal almıştı. Son reçetesini yazarken elleri titriyordu.

O sabah evden Oğuz'la birlikte çıkmıştı. Ve bir şeyleri ondan saklamanın bu kadar zor olacağını kesinlikle tahmin etmemişti. Oğuz sadece kahvaltı boyunca 3 kere iyi olup olmadığını sormuştu. Değildi.

Hakkında hiçbir şey bilmediği ve kendisinden kesinlikle pek de haz etmeyen bir kadınla tanışacaktı. Bu kadınla iyi ya da kötü bir şekilde geçinmek zorundaydı. Aralarındaki kültür farklarını yerle bir etmek, kuşak çatışmalarını ise ilk roundda kazanmak zorundaydı.

İşte bu yüzden hiç mi hiç iyi değildi.

O günün öğleninde Begüm'ü aradığında ise içindeki sıkıntıların bir miktar eridiğini hissetti. Begüm'e sadece onu tek başına ziyarete geleceğini söylemişti. Ama karşısındaki kadının kendisini anladığını biliyordu, kendisine destek verdiği kadife sesinden bile anlayabiliyordu.

Oğuz'a eve gecikeceğine dair bir şeyler saçmaladığı kısa bir mesaj attı ve çok değil 2 gün önce navigasyonu ile güç bela bulduğu evi bu gün eliyle koymuş gibi buldu. Şimdi tek temennisi buradan tek parça çıkabilmek üzerineydi.

Elini kaldırıp kapının üzerine iki ufak tıkırtı bıraktı. Yaklaşan adım sesleri kulaklarına vuran kalp atışlarına yetişemiyordu. Kapı koşarak açılsa bile yetişemezdi. İçinde bir ordu maratona hazırlanıyor gibiydi.

Begüm kapıyı açtığında ona gergince gülümsedi. Sadece bir el hareketi ile içeri davet edildiğinde daha fazla gecikmeden içeri girdi. Biraz tereddüt etse bu ziyaretten arkasına bakmadan topuklayabilirdi.

"Aaa Azra hoş geldin." diye yalandan bir şaşkınlıkla kendisini karşılayan Begüm'e öncelikle minnet dolu bir gülümseme hediye etti. Daha sonra bununla yetinemeyeceğini fark edip ona sarıldı.

"Hoş buldum Begüm muayenene biraz var aslında ama vitaminlerinin biteceğini fark ettim. Hem onu bırakayım hem de bir seni göreyim istedim."

Eli çantasına gitmeden hemen önce koridorun diğer ucunda bir hareketlilik sezdi. Ancak görmezden geldi. Elindeki ilaç kutularını ve ufak bir tatlı poşetini Begüm'e uzattı. "Ne zaman alman gerektiğini üzerine yazdım canım ben." dedi.

Begüm Azra'nın ne yapmaya çalıştığının kesinlikle farkındaydı. Azra annesine doktor gelin kartını oynuyordu. Bir kaynanayı iyi çırpılmış bir kekten, incecik açılmış böreklerden daha çok heyecanlandıracak tek şey dizleri ağrıdığında yanına koşabileceği doktor bir gelindi.

Azra'nın en güçlü kartını ilk başta öne sürmesi ise kesinlikle kararlılığının göstergesiydi.

"Ah ayakta kaldın, içeri geçelim. Oğuz eve gelir mi bilmiyorum ama saat daha erken, biraz laflayalım."

Azra hala dinlendiklerinin farkındayken koridorun sonuna doğru adımlamaya başladı. Az önce koridorun sonunda olan karartı gitmişti, ancak çok da uzaklaşmadığına emindi. "Biliyorum, bende kalıyor zaten."

Azra'nın kuşandığı savaş kılıçlarını gülerek karşıladı Begüm ve onunla salona kadar ilerledi. Salonun baş köşesinde, koltukta oturan annesinin hızlıca inip kalkan göğsü ise onu eğlendirmeye devam etti. Ayşen Hanım belli ki Azra ile konuşmalarını dinleyip ardından koşarak yerine oturmuştu.

Yüzyılın İntikamı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin