Bölüm 4- Adaletsiz Ödeşmeler ve Endişeli Gebeler

45.1K 2.2K 240
                                    

Holaa, ben geldiiim💖

Oylarımızı verip yorumlarımızı yapalım olur mu?

İyi okumalar, seviyorum sizi🌸

***

Azra boynunu birkaç kez kütletti ve bakışlarını bilgisayarına sabitledi. Sonraki randevusuna yaklaşık 15 dakikası vardı. Eğer biraz şanslıysa onu rahatsız eden hiçkimse olmazdı ve yenidoğan servisinde biraz zaman geçirebilirdi.

Bebekleri aslında hiç sevmezdi. Bu hayatının tamı tamına 2/3'ünde böyle olmuştu. Ancak bir gün, hatırlamak bile istemediği bir gün aniden bir bebek sevgisi baş göstermişti. Bu hayatın kendisi ile dalga geçtiği anlamına geliyor olabilirdi.

Önlüğünü çıkarmadan, çağrı telefonunu da cebine atarak çocuk servisine ilerledi. Serviste çalışan hiçbir personel onun zaman zaman buraya gelip bebek sevmesini yadırgamazdı. Bu Azra'nın garip bir alışkanlığıydı. Ancak kocaman camların arkasından bebeklerini izleyen taze anne, babalara, hatta teyzelere, amcalara açıklama yapmamak için steteskobunu yalandan onların ufak bedenlerine değdirir ve muayene ediyormuş izlenimini vermeyi unutmazdı.

Sıradaki randevulu hastasının gelmesine 5 dakika kala servisten çıktı ve tekrardan odasının yolunu tuttu. Büyük bir özel hastanede 2 Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanından biriydi. Buraya geleli henüz bir yıl olmuştu, olmamıştı ancak giderek yükselen bir
ünü olduğunun kendisi de farkındaydı. Randevuları sıkıştıkça sıkışıyor, takipli gebe alması gittikçe zorlaşıyordu. Aslında bu durumun keyfini yerine getirmediğini söylese dürüst olmuş olmazdı.

Ancak yine de hasta geri çevirmek en az haz ettiği şeylerden biriydi.

Kapısı birkaç kez tıklatıldığında "Girin." dedi ve eli karnında bir kadının içeriye girişini izledi. Gelen hastasının kendisindeki ilk muayenesiydi. Bu yüzden eski doktorunun bırakmış olduğu notları da bilgisayarına açtı.

"Hoş geldiniz Begüm Hanım." diyerek hastasını selamladı. Kadının güleç yüzü, güzel enerjisi anında kendisine geçmişti. "Hoş buldum Azra Hanım." derken sesi ışıl ışıldı.

Tam gebesinin halini hatrını soracak, hamileliğin gidişatı hakkında bilgi alacaktı ki kapı bir kez daha çalındı. "Girin." dedi bir kez daha.

"Park yeri bulamadım kusura bakmay-" diyen adama bakışları kilitlendi. Bu, bu kesinlikle olamazdı. Bu adamın burada ne işi vardı?

Geçen gün yatağından kalkıp koşar adım kaçan adam karşısında dikilirken mantıklı hiçbir tepki veremedi. Yarı aralık ağzını kapatmaya bile gücü yetmedi. Sadece tüm dikkatini kendisine vermiş adamla aynı dikkatle bakışıyordu.

"Ben de yeni girdim zaten." diyen gebesi ile adamın gözlerinin hapsinden güçlükle ayrıldı ve tekrar Begüm Hanım'a döndü. Boğazını temizleme ihtiyacını bastıramamıştı.

"Babamız da geldiğine göre başlayabiliriz o zaman." dedi. Sesinin titremesine engel olamadı. Bu cümlenin sonunda bir itiraz bekledi, Begüm Hanım 'Hayır, o bebeğin babası değil benim babam.' dese o bile olurdu. Karısı hamile bir adamla yatmamış olmak şu an hayatta en çok istediği şeydi. Günün birinde böyle bir şey dileyeceği kesinlikle daha önce hiç aklına gelmezdi.

"Evet, başlayabiliriz." dedi adam oldukça net bir sesle. Azra girdiği şoktan çıkmak için artık çok büyük çabalar sarf ediyordu. Evet mi demişti o adam, neye evet demişti?

Önünde yazan notlara odaklanmaya çalıştı. Önceki doktorun notlarını şöyle bir gözden geçirdi ve teyit etmek adına Begüm Hanım'a sorması gereken soruları kafasında toparladı. Ancak sesini bulması bir hayli zor olmuştu. Karşısındaki adamla göz göze gelmemek, hatta ondan tarafa bakmamak için üst düzey bir çaba sarf ediyordu, ancak onun burada olduğunu bilmek bile midesini bulandırmaya başlamıştı.

Yüzyılın İntikamı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin