homofobik seokjin, feminen sınıf arkadaşı taehyung'un sırrını öğrendiğinde her şey için artık çok geçtir.
"hadi küçük hanımefendi, bize bir gülücük ver."
fem tae!
homophobia!
090720 -
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
medya: chase atlantic // lust
お
Taehyung, yaptığı şeylerden kaçmak için ne kadar çok çabalasa her seferinde dibe batışı daha da büyük oluyordu.
Tıpkı bir bataklık gibi.
Onu gittikçe içine daha çok çeken derin, soğuk bir bataklık.
Ve onu, oradan tutup çıkaracak tek kişi kendisiyken bile bile bu bataklığa düşmek istemişti.
Belki merakında, belki de bataklık çiçeği olan lotus'a hayranlığındandı... sebebi her ne olursa olsun kendi sonunu kendisi hazırlamış ve bunu altın tepside bataklık canavarına sunmuştu.
Kim Namjoon tam da gitmeye başladığında arkasından seslenince düşündüğü tek şey buydu.
Kendi topuğuna sıktığı.
Duyduğu cümle yüzünden kaşları hem şaşkınlıkla havalanırken hem de endişe yüzünden çatıldı ve hiç vakit kaybetmeden geri dönüp kül grisi saçlı olanın yanına ilerledi.
"Sen-" dedi, koşmadığı hâlde harfleri nefes nefese dudaklarından çıkarken, "Sen bunu nasıl biliyorsun?"
Namjoon'un yüzünde ise yanaklarını çukurlaştıran gülümsemeden başka hiçbir şey yoktu. Bu tavrı Taehyung'u sinirlendirirken zihni bir kazana dönmüştü.
Biri biliyordu.
Hiç tanımadığı ve ilk kez gördüğü birisi kar topu gibi başlayan ve şimdi çığ olma yolunda ilerleyen sırrını biliyordu.
Titreyen parmaklarını saklamak için ellerini yumruk şeklinde sıkarken alt dudağını dişleri arasına aldı.
Kimse öğrenmeden bu pürüzü kaldırmalıydı ve sonra kendi sırrına taktığı düğümü yine kendisi çözmeliydi. Bir başkası değil.
Bir başkası kesinlikle olmazdı.
"Uhm..." Namjoon'un boğuk, düşünüyormuş gibi çıkan sesi onu zihninde fokurdayan kazandan uzaklaştırdığında bakışlarını yeniden yüzüne kaldırdı.
"Seokjin'in telefonuna bağlı olunca pek zor olmadı."
Bu cevapla birlikte kafasının karıştığını hissetti. Seokjin'in telefonuna bağlı olmakla ne demek istediğini veya neyi kastettiğini anlamamıştı.
