s i x

1.5K 180 301
                                    

お

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Seokjin bir süre elindeki telefona baktı, yine gönderdiği mesaja bir cevap alamamıştı ve muhtemelen aradığında da bir cevap alamayacak ve metalik, oldukça profesyonel olan sesle karşılaşacaktı.

Bu olanlara artık şaşırmıyordu. Bir döngü halini almıştı ve sürekli başa sarıp duruyordu bu konuşma. Kimin mesaj attığını, neden mesaj attığını bilemediği gibi mesajlarda da tutarlı, birbirini takip eden konular olmuyordu.

Haliyle Seokjin'in canını inanılmaz derecede sıkan bir bilinmezlik silsilesiydi. Ara ara merakını kamçılayan ara ara canını sıkan ve bunaltan ayrı bir alem.

Parmakları mesajlaşma ekranını sürekli kaydırıp yenilerken bir mesaj falan gelmeyeceğini anladığında bunu yapmaktan vazgeçti ve ekranda hali hazırda duran mesajları tekrardan okudu.

Aslında son gönderdiği mesaj biraz fazla kaçmış olabilirdi ama bunun karşısındaki kişi - her kimse artık- için sorun olacağını pek de sanmıyordu. Ona nude sayılabilecek fotoğraflar atıp duran biri için bacaklarının ince olduğunu söylemek çizgiyi aşmak sayılmazdı Seokjin'e göre.

Sonra gönderilen son fotoğrafa tıkladı.

Kareli bir gömlek ve parlak ışık altında görülen zayıf, oldukça zayıf olan bacakları incelemekten kendisini alamadı. Aniden tüylerini diken diken eden nedensiz bir his vücudunu sardığında kaşları çatılmış, alnına dökülen saçlarını sertçe geriye doğru taramıştı.

Sikik bir şekilde hiçbir anlam veya bağlam çıkaramadığı bu mesajlaşmaların, Seokjin'in hoşuna giden bir aurası vardı. Bunu kendi zihninde dahi itiraf etmek zorken kabul etmiş olması ise keyfini kaçırıyordu.

Tekrardan sinirleri yavaş yavaş toplanmaya başladığında telefon ekranındaki pembe, pileli eteğe ve onun sardığı zayıf ince bele bakmak dışında daha çok düşünceleriyle savaştığı için telefonu kapatıp yatağının içinde bir yerlere fırlatırken kendisini de geri, yastığına doğru atıp bu karmaşadan uzaklaştırmaya çalıştı.

Yarın antremanı vardı ve son senesinde, kaptan olarak küçük veya büyük bütün karşılaşmaları kazanacağına dair söz vermişti.

Buna odaklanmalıydı. Seokjin bunun için fakültede kalmaya devam etmiş, basketbol için tartışmadığı kimse kalmamıştı.

Bu yüzden sert, sıkı ve gergin nefeslerinin ve odaklanmaya çalıştığı düşüncelerinin arasından telefonundan yükselen mesaj sesini önemsemedi bile.


kim namjoon:

geri döndüm seok.
(00:17)

nightmare.Where stories live. Discover now