t r o i s

1.4K 178 277
                                    

お

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Seokjin'in sevdiği ve sevmediği şeyler vardı.

Basketbolu seviyordu. Birçok şeyden daha fazla bir şekilde hem de.

Ayrıca sadece sevmekle de kalmıyordu, maçlara ve karşılaşmalara her zaman önem veriyordu. Tişörtünün antremanlar sırasında bedenine yapışana kadar terlemesini seviyordu. Ayakkabılarının parkede kulak tırmalayan sesler çıkarmasını, omuzlarının avantajını kullanarak insanları geçebilmeyi ve elindeki topu pota ile buluşturmayı seviyordu.

Gösterişi, gösterişin getirdiği popülerliği, sevilmeyi seviyordu.

Arzulanıyor olması veyahutta insanların davranışları ile onun ilgisini çekmek istiyor olmaları dudaklarına kibirli bir gülümsemenin yerleşmesine neden oluyordu.

Tanınır biri olması ve bu yüzden insanların onu kolayca bulabiliyor olması sürekli karşılaştığı bir şeydi. Bu nedenle son zamanlarda telefonuna gelen fotoğraflar onu şaşırtmamıştı. Ama alakasız bir şekilde onu suçlayarak başlayan ve yine aniden pat diye kapatılan konuşma sürekli kaşlarını çatık bir şekilde telefonuna bakakalmasına neden oluyordu.

Bir cevap yazmak yerine tanımadığı numaranın üzerine tıklayıp telefonun çalmasını beklerken duyduğu melodik ses hem merakını yükseltiyor hem de sinirlerim geriyordu. Birinin kendisini etkilemek için önce fotoğraflarını gönderip sonra telefonunu kapatıyor olması mantıklı gelmiyordu.

Bir süre daha elindeki telefona bir süre daha anlamsızca bakmaya devam ettikten sonra boşverip geniş kanepenin üzerine fırlatarak kucağındaki oyun konsolunu yeniden avuçları arasına yerleştirirken durdurduğu oyunu tekrardan başlattı.

-

"Bu kez sıçtım,"

Taehyung damarlarında giderek büyüyen endişeyle telefonu hızlıca kapatıp yatağının üstüne gelişi güzel atarken sırtını sertçe geriye atıp bedeninin yumuşak yatar içinde gömülmesine izin verdi.

Kim Seokjin ile uğraşılmaz.

Hoseok'un sözleri bariyerelerine çarpa çarpa zihninde yankılanırken neden durmayıp devam ettiğini kendisine bir türlü açıklayamıyordu.

Taehyung kimsenin koruyucu meleği değildi. İnsanların gördüğü kötü muamele yüzünden başkalarını yargılayacak biri de değildi. Evet sessiz kalamazdı, durum ve şartlar gereği rahatsızlığını dile getirirdi. Ama bunu tek başına çok farklı bir yöntemle, nereye kadar gideceğini bilmediği bir planla sürdüremezdi.

nightmare.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin