İLGİ

50.1K 3.2K 1.8K
                                    

Özgür gözlerini ovup merdivenlerden inerken mutfaktan sesler geliyordu. Esneyip mutfağa vardığında Aydın'ın bir türkü mırıldanarak domates doğradığını gördü. Kendini kaptırmış görünüyordu, Özgür'ün geldiğini bile fark etmemişti.

"Seni gördüğüm zaman Dilim neden tutulur? Seni gördüğüm zaman..Güller elimde kurur."

Mutfağın girişine dayanıp onu izlemeye başladı mavi gözleriyle. Aydın kendini öyle kaptırmıştı ki, içten bir şekilde söylüyordu.

"Seni gördüğüm zaman..Hayat sanki son bulur.." dedi ve bıçağı bırakıp tabağı tuttu. Arkasını döndüğünde Özgür'ün kendisini izlediğini görünce irkildi ama ardından sırıttı.

"Gözlerime bakınca, dünyalar benim olur.." dedi kafasını salladı hafifçe gözlerinin içine bakarken. Özgür'ün dudakları kıvrıldı.

"Hayırdır?" dediğinde Aydın tabakla yanından geçip giderken Özgür'ü belinden tutup kendine çekti ve boynundan koklayarak sıkı bir öpücük kondurdu.

"Öksürük sesine uyandım, daha da uyuyamadım sonra.."

"Duydun yani sonunda?" diye mırıldandı Özgür kendi kendine. Sebepsizce laf çarpmak istiyordu hep. Aydın kaşlarını çattı.

"Ne diyorsun oğlum sen iki gündür? Anlamıyorum." dediğinde Özgür omzuna dokunup içeri doğru yürüttü.

"Boşver, öküz olduğunu hep unutuyorum." dedi mavi gözlü oğlan. Aydın masanın önüne gelince tabağı bırakıp sofraya oturmak üzere olan Özgür'ü kendine çekti. Belinden tutup kendine bastırırken, Özgür ellerini kollarına koyarak gözlerinin içine baktı.

"Aşkım ne oluyor?" diye sordu bu sefer mırıldanıp. Özgür omuz silkti.

"Hiç bir şey olmuyor. Sadece bazen sinirlerimi bozuyorsun." dediğinde Aydın'ın kaşları çatıldı, kedinin ne demek istediğini anlamıyordu.

"Mesela ne yapınca sinirlerin bozuluyor." ikiside gerilimli bir şekilde konuşsada birbirlerinden ayrılmıyorlardı.

"Hayvanlaştığında..." dedi Özgür huysuzca. Aydın yine kedisine geldiklerini düşünüp uzanıp dudağından öptü.

"Özgür seni çok seviyorum lan ben." dediğinde Özgür anında erimişti. Öyle içten diyorduki bir gram bile şüphe yoktu içinde. Zaten sevgisine her zaman inanıyordu.

"Bende seni seviyorum..." diye mırıldandı. Aydın gülümseyerek dudaklarına baktı.

"Hele şu dudaklara bak, konuşunca ne güzel şekil alıyor lan..." Özgür'ün saçının teline bile hayran hayran bakıyordu.

"Çıkar dili..." dediğinde Özgür omuz silkti.

"Yoo." dediğinde Aydın bir elini belinden çekip dudaklarına yaklaştırdı ve kedisinin alt dudağını sıktı.

"O pembe dili görmezsem bırakmam." dedi dişlerini sıkıp. Özgür'ün canı acırken çatık kaşları ile dilini çıkarınca Aydın sırıtarak dudağını bıraktığı anda saniyeler içinde dili dudaklarının arasına aldı.

Yumuşak dili dudakları ile ezerken, emip bıraktı. Ardından alt dudağını öpüp, çenesinede bir öpücük kondurdu. Ardından kendine çekip sıkı sıkı sarıldı kedisine.

"Canımın içi." deyip boynuna bir sıkı öpücük daha kondurup geri çekildi. Özgür'ün kalbi hızlı hızlı atıyordu hâlâ.

"Doydum ben, hiç yiyesim gelmedi." dedi Özgür. Aydın sırıttı.

"Otur hadi.. Yakında sana kedi maması alacağım ama. Sürekli kahvaltı hazırlayamam." dedi masaya geçip otururken. Özgür hareket çekti.

"Bundan sonra bana et getir, kedi değil aslanım artık." dediğinde Aydın tam yerine oturmuşken aslan görünümlü kedinin tatlı tatlı miyavlaması ile dişlerini sıkıp ayağa kalktı.

"Gel buraya, gel." dediğinde Aydın'ın sinirli ifadesiyle irkildi. Ama daha sonra sevgi patlaması yaşayınca böyle sinirli olduğunu hatırlamıştı.

Daha sandalyeye oturmadan, Aydın yeniden onu kendine çekti dudaklarına gömüldü. Hızlı hızlı öperken diğer yandan da her yerini elliyordu. Özgür nefessiz kaldığında mavi gözlü adamdan ayrıldı.

"Amına koduğumun kedisi." diye söylendi ve yüzünün her köşesini öptü. O kadar hızlı davranıyordu ki Özgür ona yetişemiyordu.

Kahvaltı yalan olunca, dakikalarca Özgür'ü öpüp, her köşesini sıkıp elledi. Özgür aslan olduğuna pişman olurken, en sonunda partileriyle canını acıtarak seven kıroyu vurmaya çalışıyordu.

--

"Aydın telefonun çalıyor." dedi Özgür çayını yudumlarken. Aydın kollarını masaya koymuş, kafasınıda kollarına gömmüştü. Bazen en olmadık yerlerde uykusu geliyordu ayının.

Aydın oflayarak kafasını kaldırdı ve cebinden telefonu çıkarıp yanıtladı. Arayan Deniz'di muhtemelen çünkü bağıra çağıra konuşmaya başlamıştı.

"Amına koduğumun Deniz'i, arkanı dön şimdi ne görüyorsun orada?" dedi sinirli bir şekilde. Bir süre durup kafasını salladı.

"Akça otopark... Ulan götünden haberin yok, bir de yanlış yere gönderdin diye tatava ediyorsun."

Özgür kırosunun gömleğine bakıp katlandığını görünce elini uzatıp düzeltti. Aydın hâlâ sinirli sinirli konuşuyordu. Tam düzeltirken sokağın başında çocuklar ile konuşarak gelen öğretmen ve yanında onun yaşlarında bir kadını görünce direkt Aydın'a baktı.

"Deniz, ecdadını sikerim." diye mırıldandı Aydın. Şuan fark etmemişti.

Daha sonra telefonu kapattı ve Özgür'ün çayına uzandı. Yarım çayı kafasına dikti. Ardından önüne baktığında öğretmene gözü kaydı ama umursamadan kafasını yeniden masaya koyup eski uyku pozisyonuna geçti.

Özgür'ün içi birazda olsa rahatlarken, bakışlarını öğretmene ve yanındaki kadına çevirdi. Kadın pişkin pişkin gülerken, öğretmen kaçamak bakışlarla Aydın'a bakıyordu ve hızlı hızlı yürüyordu.

Özgür hissettiği sinirle kadına bakınca, öğretmenin gözleride kendine döndü. Birkaç saniye bakışırken Özgür bakışlarını çekmeden büyük bir sinirle baktı.

Öğretmenin afallamış yüz ifadesini gördü. Hızla kafasını çevirirken bakışlarını yere dikti ve daha sonra gözden kayboldular.

Özgür dişlerini sıkarken burnundan soluyordu. Kadının bakışları bakış değildi, sanki kaçamak aşık gibi davranıyordu. Dişlerini sıkarken ne yaptığını bilmeden sinirini atmak için elini sertçe masaya vurdu. Aydın korkuyla yerinden zıplarken, tüm kahvehane ona dönmüştü.

"Ne oluyor lan?" diye sordu Aydın çatık kasları ile. Özgür ona döndü, sebepsizce ona da sinir olmuştu.

"Ebebin amı oluyor."

"Aaa manyak." Aydın anlamaya çalışırken konuştu.

Özgür sinirle kafasını yeniden kollarının arasına gömdü Aydın'ın. Aydın geri çekilmek istesede bırakmamıştı. Okul dağılımında bundan sonra bir daha kafasını kaldırmayacaktı.

KAVGALIM Where stories live. Discover now