HASTA

52K 3.3K 1.9K
                                    

Aydın uykusundan küçük mırıltılar ile uyanırken, uykulu gözlerini açıp etrafına bakındı. Karanlık odada gözlerini gezdirirken, mırıltının yanında uyuyan kedisinden geldiğini anlayınca dirseğinin üzerinde doğrulup uykulu gözleriyle ona baktı.

"Mavişim." dedi boğuk sesiyle. Özgür'ün kötü bir rüya gördüğünü düşünüyordu.

Özgür uyanmayıp mırıldanmaya devam ettiğinde elini göğsüne atıp dürtmek isterken ateş gibi yanan vücut ile uykusu hızla dağıldı ve kafasında endişe çanları çalmaya başlamıştı.

"Özgür." dedi tamamen doğrulup. Elini alnına attığında Özgür'ün ateş gibi yandığını anladı ve gözleri korkuyla irileşti. (korona değil)

"Siktir..." dedi korkuyla. Gözlerini ovup dizlerinin üzerinde durdu. Kedisinin alnına,boynuna elini koydu yeniden.

"Güzelim uyan." dediğinde Özgür gözlerini açtı. Ama saniyesinde yeniden kapattı yorgunlukla. Yanakları kızarmıştı.

Aydın korkuyla kendini yataktan atarmış gibi çıktı ve komidinden telefonunu alıp bir numarayı tuşlarken ışığı açtı. Numara uzun bir süre çalarken Aydın yeniden Özgür'ün yanına gitti. Kapanmaya yakın karşıdan ses geldi.

"Efendim.." doktor olan arkadaşı Halit'in sesi gelince korkuyla konuştu.

"Özgür hasta." dedi korkuyla. Uykulu bir mırıltı geldi.

"Nesi var?"

"Ateş gibi yanıyor." Aydın elini yeniden eşinin eline koyarken.

"Ulan Aydın, gecenin beşinde öyle bir aradın ki bende sandım çocuğun kafası koptu." dedi Halit, uzun zamandır onu hiç aramamıştı ve panik halinde direkt o gelmişti aklına.

"Lan boş muhabbet yapma, hastaneye götüreyim mi? Götürmeden önce ne yapmam lazım beynim durdu benim." dedi panikle.

"Sakin ol önce. Sonrada ılık bir duş aldır, ateşi düşmezse yeniden ara." dediğinde Aydın bir şeyler deyip telefonu kapattı ve yatağın bir köşesine attı.

"Yavrum, kalk." dedi Özgür'ün kolundan hafifçe tutup bedenini kaldırırken. Özgür halsiz bir şekilde gözlerini açtı ve dudakları büzüşmüşken yeniden bir şeyler mırıldandı ve üzerinden çekilen yorganı yeniden çekmeye çalıştı.

"Üşüyorum Aydın." diye mırıldandı. Titriyordu sanki.

"Kurban olurum ben sana.." dedi Aydın üzüntüyle. Kedisini yeniden kaldırmaya çalıştı. "Bir duş aldırayım sana."

"Hayır, istemiyorum." dedi mızmız bir şekilde. Aydın onu dinlemeden bedenini kaldırdı. Özgür yeniden yatmak istesede kalçasından tutup, zorda olsa emaneten kucağına aldı. Ama Özgür ona sıkı sıkı sarılınca biraz yukarı zıplatıp sıkı sıkı tuttu kedisini.

Odadan çıkıp banyoya yürüdü ve kapıyı açıp kapatmadan duşakabine ilerledi. Musluğu açıp su ayarını yaparken Özgür kucağında sıkı sıkı sarılmıştı kendine. Ilık suyu tamamen ayarladı ve ahizeyi açtı.

"Özgür, özür dilerim ama yapmak zorundayım." dedi ve kedisini kucağından ayırıp suyu tuttuğu anda Özgür bağırıp yeniden Aydın'a sarıldı.

"Yapma!" diye sinirli bir çocuk gibi konuştu. Aydın suyu hâlâ tutarken o engel olmaya çalışıyordu. Aydın'ı patileri ile tırmalıyordu.

"Çek şu patilerini." dedi Aydın kedisi çırpınırken.

Aydın kucağından hafifçe uzaklaştırıp suyu umursamadan vücudunda gezdirdi. Özgür aynı sudan kaçan bir kedi gibiydi. Bir kaşık suda boğuluyormuş gibi davranıyordu, Aydın bu tavıra gülmek istesede şuan stresten gülemiyordu.

KAVGALIM Kde žijí příběhy. Začni objevovat