BABA

64.7K 4K 1.6K
                                    

"Depo girişine park etmişler ulan!" diye bağırdı manavcı.

Özgür kaşlarını çatıp bakarken, Aydın anında mahallenin muhafızı olarak çayı masaya bırakıp dizinin üstüne attığı ayağı indirdi ve ayağa kalktı. O arabaların sahibini biliyordu çünkü.

"Aydın, bulaşma." dedi Özgür. Aydın kedisine aldırmadan tesbihini sallayarak o tarafa doğru yürüdü. Uzun süredir ne zaman Cihan'a bulaşmaya kalksa Özgür "Aman Ali Rıza bey tadımız kaçmasın" moduna giriyordu.

Özgür kırosunun onu dinlemeyeceğini anlayıp ayağa kalktı. Ne onu durdurabiliryordu, ne de kardeşini. Evet kardeşi diye düşünmek ona acayip garip gelse se artık alışmıştı. Ve bu yük artık geceleri uyuyamamasını sağlıyordu.

"Ne oldu Hasan abi?" diye sordu Aydın tesbihini ters düz ederken. Mavi önlüklü adam ona döndü.

"Aydın koymuşlar deponun önüne arabaları, kamyon gelecek ama giremiyor." dedi eliyle siyah arabaları gösterirken. Aydın kaşlarını çattı ve Cihan'ın dükkanına doğru yürüdü. Özgür'de hemen arkasından yürüyordu.

"Lan Cihan!" diye bağırdı sert sesiyle, mahalleli ona sesini çıkarmıyor diye iyice azmıştı Cihan iti. Cihan az sonra kapıdan çıktı ve kaşları çatık bir şekilde karşısında ki tesbihli adama baktı.

"Ne var lan yine?" diye sordu sinirle. Aydın üzerine doğru bir adım attı.

"Lanlı lunlu konuşma sikerim belanı haa!" dedi, Özgür anında kolundan tutmuştu.

"Çek şu arabalarını, bir yere park et. Sadece senin araban olsa neyse, adamlarının da arabası var." dedi Özgür sinirle. En azından o kavga etseydi de Aydın karşı karşıya gelmeseydi. Cihan'ın gözleri maviş adama döndü.

"Bak kedi adam normal bir şekilde söyleyince direkt anladım..." dediğinde Aydın çoktan kendini tutan kollardan kurtulup karşısında ki gencin üzerine atlayıp bir yumruk sallamıştı bile.

Ortalık birden karışırken Aydın sinirle Cihan'ın yüzüne bir yumruk daha attı, Özgür onu ayırmaya çalışıyordu ama Cihan'ın adamları Aydın'ın üzerine atlayacakken artık ayırma faslını geçip o da üzerlerine gelen adamlara atıldı ve bir tekme atarken diğerinin yüzüne okkalı bir yumruk attı.

"Orospu çocuğu!" dedi Aydın bir yumruk daha atarken. Mahalleli çoktan toplanmış, gençler Cihan'ın adamlarına dalmaya başlamıştı bile.

Bir araba sesi gelip büyük bir sesle yanlarında durunca çoğu kişi korkuyla o tarafa baktı. Saniyesinde arabanın içinden çıkan Cihat, karşısında ki manzaraya öfkeli gözlerle baktı.

"Durun!" diye bağırdı orta yaşlı adam.  Öyle bir bağırmıştı ki, Aydın yumruğu havada öylece durdu.

Cihat bey hızla ikilinin arasına girip Cihan'ın kolundan tutarken Aydın yumruğunu indirdi ve o oğlunu kaldırırken Aydın'da ayağa kalkmıştı. Özgür dövdüğü adamı yakasını bırakıp önünde ki manzara baktı. Cihat bey ve iki oğlu...

"Ne oluyor lan!" diye bağırdı kolundan tuttuğu Cihan'ın yüzüne bakıp tüm mahalleye bağırırken. Aydın dudağının kenarını Cihan'ın kanıyla süslenmiş eliyle siler gibi yaptı. Cihan burnunu çekti ama burnuna darbe aldığı için canı yanmıştı. Cihan bey sinirle Aydın'a döndü.

"Ne senin derdin!" diye bağırdı öfkeyle. Aydın bir adım attı adama doğru ve tesbihli elini kaldırıp Cihan'ı gösterdi.

"Senin oğlun sürekli karışıma çıkıyor, benim derdim o!" diye söylendi sinirle.

Özgür adamı bırakıp onlara doğru birkaç adım attı, şuan kalbi ağzında atıyordu.

"Ben oğlumu senin gibi sokak serserileri dövsün diye yetiştirmedim!" dedi Cihan'ı bırakıp, Aydın ile karşı karşıya gelmişti adam. Aydın kaşlarını çattı.

"Düzgün konuş!" diye bağırdı adama doğru Aydın, "Bu şerefsiz oğlun-"

Sözünü tamamlayamadan yüzüne yediği tokat ile kafası geriye savrulmuştu. Karşısında ki orta yaşlı adam öfkeden gözü dönmüş bir şekilde ona bakıyordu. Kadınlar gözlerini sonuna kadar açmış bakarken, mahalleli şok olmuştu.

Özgür mavi gözleri sonuna kadar açarken, burnunun sızladığını hissetti. Şuan bütün mahalleli Aydın'ın tokat yemesine şaşırırken, Özgür Aydın'ın babasından tokat yemesine acı ile bakıyordu. Bir adım attı onlara doğru.

"Bir daha sakın oğluma sataşmaya kalkma, onun senin gibi sokak köpekleri ile alakası olmaz..." dedi Cihat büyük bir öfke ile. Oğlunun sürekli bu adamdan dayak yemesi artık sinirini bozmuştu.

Aydın yana savrulmuş başını adama çevirdi. Söylediği sözlerin canını acıtmamasını istiyordu, ama olmuyordu. Bir gülüp dalga geçse, mahalleliye bu kadar aciz görünmezdi. Ama dolan gözlerini engelleyemiyordu.

"Bir daha oğluma yaklaştığını görmeyeceğim, git salyalarını başkalarına akıt!" diye bağırdı adam.

Özgür dudaklarını ısırdı, Aydın'a gidip onu burdan alıp götürmek istiyordu ama bir adım bile aranıyordu.

Aydın dolan gözlerine inat en sert şekilde karşısında ki adama baktı. Dişlerini sıkıp, elinin titremesini önlemek için tesbihini sıkmaya başladı.

"Bunun hesabını vereceksin."

Aydın arkasını dönüp dişlerini sıkarak onları izleyen insanların arasından sıyrılıp hızlı hızlı yürümeye başladı.

Özgür hızla kalabalığın arasından sıyrılıp Aydın'a doğru koştu. Arkasında ki kalabalığı hızla terk etmişti. Önden her adımında yeri denebilecek olan sinirli adama doğru koştu.

"Aydın..." dedi iki adım gerisindeyken.

"Özgür, sonra." dedi Aydın. Sesi o kadar ciddiydi ki Özgür anında adım atmayı kesmişti. Aydın'ı ilk defa böyle görüyordu.

Özgür arkasından mavi gözleri dolu dolu olmuş bir şekilde bakarken, Aydın büyük bir öfke ile ara sokağa döndü.

KAVGALIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin