Herdem!

🌙Herdem 5 Bölüm🌙

Kanaya kanaya en çokta yana yana öğrenir insan güvenin ne denli önemli olduğunu!

İki saattir müdahale odasının önünde bekliyordu. Yaptığı şeyi sonuçlarının bu denli ağır olacağını bir anlık unutkanlığın insan hayatına son verme derecesine geleceğini tahmin edemezdi.

İt gibi pişmandı Alparslan kendini dövse sövse yinede bedel ödeyemezdi. Ağrıyan başı bile umrunda değildi. Yeni yeni farkına vardığı şey ise tuzağa düştükleri durum oldu.

O videonun sahte olduğuna emindi zamanı geldiğinde hepsini tek tek Emirin götüne monte edecekti.

Omzuna dokunan elle yanı başına döndü. Bilal ve Halil temkinle bakıyordu patronlarına!

"Elif nasıl abi" Bilal oldukça üzgündü aptal kardeşi bir torba inciri berbat etmişti.

"Doktor çıkmadı daha Bilal sen dediğimi yaptın mı?" Hayvanlarını çiftlik evine yollamıştı.

"Yolladık abi merak etme sen Emirin peşine adam taktık" dedi. O piçin suyu ısınmaya başlıyordu.

"Biri yada birileri bilgi sızdırıyor Bilal bu kimse bulun evin girişine çıkışına hatta içine bile kamera yerleştirin gizli bundan Enginin dahi haberi olmayacak duydun mu bu iş fazla uzadı" abisini dinleyen Bilal başıyla onayladı.

"Emrin olur abi" demiş o sırada iki doktor müdahale odasından çıkmıştı.

Alparslan doktorların karşısına geçip Sedat dayısına doğru konuştu.

"Ne oldu dayı Elif iyi mi?" Merakla ve endişeyle konuşurken Sedat bey yeğeni bildiği genç adamın yakasından tutup duvara çarptı.

"Ulan it ne zamandan beri kadınlara zarar verir oldun sen Allah'tan tam vaktinde getirmişsin kızı panzehir verdik iyi akşama kadar uyanmaz bu günü unutma Alparslan unutma ki her günün pişmanlıkla geçsin şimdi yaptığın şeyin bedelini nasıl ödeyeceğini biliyorsun affettir kendini o kıza " diyip ayrıldı yanından.

Dayısı'nın haklı sözlerine tek kelime edemeyen Alparslan derin nefesler aldı. Sedye üzerinde yüzü bembeyaz halde çıkan Elifle daha kötü olan Alparslanın azda olsa gözleri nemlenmişti.

Annesi şu durumu görse emindi ki yüzüne tükürürdü.

"Siz kalın burada bir kaç saate gelirim ben" Alparslan hastaneden çıkarken Halil arkasından bakıp abisine döndü.

"Bilal galiba abim yine sokak dövüşü yapmaya gitti." Bu kez dövmek yerine kendini dövdüreceğine emindi.

"Hak etti hoş sende ettin ama" Diyip Elif'in kaldığı odaya girdi.

Bu kızı ailesine kavuşturmak istiyordu. Kaçarken düşürdüğü çantasını bulmuş telefonuna ulaşmıştı.

Uyandığı vakit verecekti. Elif'i küçükken kaybettiği beş yaşında ki kız kardeşinin yerine koymuştu.

Pencerenin önünde bulunan iki tekli koltuktan birine oturup elini çenesine dayadı.

İki günde yaşadıkları akıl alır gibi değildi. Faruk iti her yerde Elif'i aramasına rağmen soluğu yine Busenin ve başka kadınların koynunda alıyordu.

Asıl tuhaf olan ise, Emirin onları tak diye yakalaması olmuştu.

Oflayarak ayaklanıp hafif hafif yağmur atıştıran yağmur taneleri cama vururken pencereyi biraz açtı.

Kış gelmiş kapıya dayanmıştı.

Vaktin nasıl geçtiğini anlamayan Bilal günün yerini gece karanlığına bırakmasıyla ofladı.