"O zaman beni anlarsın."

13 2 6
                                    

...Gözümü yavaşça araladım.Yumuşacık ve sıcacık yatakta uyuyordum.Yavaşça yattığım yerden doğruldum.Bir saniye! Burası benim odam değildi! Gözlerimi fal taşı gibi açtım ve ,
"NE?!" Diye bağırdım.
Hemen yattığım yerden kalkıp kıyafetlerime baktım.Neyseki kıyafetim değiştirilmemişti.Hızlıca kapıyı açtım ve odalara bakındım.Birini görmek dileğiyle...Ama görmek istediğim kişi o değildi.Ege...

"Günaydın kuşum."
"Benim burda ne işim var!!" Diye bağırdım.
"Ya bir sakin ol bu ne şiddet bu ne celal."
"Cevap ver!" Diye bağırdım.
"Dün ağladığını gördüm Gece.Ailen yüzünden ağlıyordun.Kumlarda uyumuşsun napsaydım? Bu soğukta orda mı uyusaydın ? Veya o kavgalı eve tekrar mi bıraksaydım seni?"

Gözlerim dolmuştu.Dün olanlar aklıma gelmişti birden.
"Kahvaltın hazır.Bir an önce ye de okula gidelim." Dedi.
"Ben...istemiyorum."
"Hayır Gece.İtiraz istemiyorum."
"İstemiyorum ya zorla mı?!"
"Zorla! Gel buraya!" Dedi ve kolumu tutup mutfağa doğru sürükledi.Bunun derdi neydi?
"Afiyet olsun yeşil kuş." Dedi sırıtarak.Sandalyeye oturdum ve hazırladıklarına baktım.Gerçekten herkesten güzel hazırlamıştı.Sofrada yok yoktu!
"Sen yemeyecek misin?" Dedim.
"Ben kahvaltı etmem." Dedi.Sanki bir şeye üzülmüş gibi yüzü bir an düşmüştü
"Bişeyin mi var senin?"
"Hayır...afiyet olsun." Dedi ve mutfaktan çıktı.Bende sofradakileri yemeye başladım.Daha dün tanıştığım birinin evinde uyanmak biraz tuhaf gelebilir ama Ege'ye nedense güveniyordum.
"Sana bir şey yapmadım.Merak etme." Dedi diğer odadan bağırarak.
Ben ise yemekleri yemekten cevap bile verememiştim.
"Son 2 dakikan Gece.Geç kalıcaz."
"Ne 2 dakikası ya yeni başladım daha?!" Diye bağırdım.
"Yapcak bir şey yok Gece Hanım."
"Erken uyandırsaydın banane."
"Seni bırakıp giderim.Ne de olsa okulda yenisin.Okulun yolunu bile bilmiyorsundur."

Cidden.Okulun yolunu bilmiyordum.Lavaboya gidip saçımı taramam lazımdı.Ama yemek yemek istiyordum.Daha fazla zaman harcamayıp Sofradan kalktım ve tabakları yıkamaya başladım.
"Gece sen napıyorsun?" Dedi Ege yanıma gelerek.
"Halay çekiyorum."
"Hizmetlim var.O yapar.Sen yukarıya odama çık,sana kıyafetler getircekler istediğini giyersin." Dedi gülerek.
"Zenginim diye bağırmana gerek yok." Dedim alayla.O da kahkaha atmıştı. Ben ise yukarıya çıktım ve aynada kendime baktım.Gözlerim ağlamaktan hâlâ biraz kırmızıydı.Bir kaç dakika sonra içeriye esmer bir kadın girdi.

"Merhaba Gece Hanım.Ben Esila.Sizlere kıyafetler getirdim.İstediğinizi seçim giyebilirsiniz." Dedi gülümseyerek.
"Çok sağolun Esila Hanım."
"Rica ederim." Dedi gülerek.Ve odadan çıktı.Getirdikleri kıyafetlere baktım.Hepsi birbirinden güzeldi.Ama tek bir sorun vardı.Hepsi çok kısaydı.Bir etek görmüştüm.Diz hizasının biraz üstündeydi ve siyahtı.Kırmızı çizgileri vardı.Çok hoş duruyordu.Alıp hemen giydim.Gerçekten modeli çok güzeldi.Onun üzerine ise siyah göbeği açık bir tişört giydim.Kumral saçlarımı taradım ve açık bıraktım.Kapı çalınca,
"Ege?" Dedim.
"Benim Esila.Sizlere bir kaç makyaj malzemesi getirdim efendim."
Kapıyı açtım ve getirdiklerini aldım.Teşekkür edip aynanın karşına geçtim.Yüzüm çok soluktu.O yüzden biraz fondoten sürüp biraz allık sürdüm.Dudaklarıma penbe bir lip glosser sürdükten sonra montumun cebindeki yaseminli parfümümden sıktım.Son kez aynada kendime baktım.Gerçekten göz alıcı duruyordum.Kendime gülümsedim ve kapıyı açıp Ege'nin yanına gittim.Ege koltukta oturmuş telefonuna bakıyordu.O da üzerine siyah bir tişört siyah bir pantolon giymişti.Siyah kol saati çok hoştu.
"Ege..artık çıkalım mı?" Dedim çekinerek.Kafasını telefondan kaldırdı ve bir süre beni süzdü.
Çok utanmıştım.Çünkü resmen gözüyle beni yiyordu!
Son anda kafasını sallayıp kendine geldi.
"Gece.Bunlar olmamış.Gel ben sana yeni şeyler veriyim."
Dedi.Ne yani ben bayılmıştım bunlara ama!
"Ben beğendim hayır."
"Gece lütfen.Olmamış işte gel."
Dedi ve koltuktan kalkıp kolumu tuttu.
"Ege ben istemiyorum!"
"Gece böyle gidemezsin kafayı mı yedin sen!"
"Esila'ya bunları getirtmeseydin o zaman!"
"Ben getirtmedim! Gel çabuk üstüne güzel şeyler bakalım bu ne hal kızım ya!"
"Ama.." dedim.GöLerimin dolduğunu hissetmiştim.Ben neden her şeye ağlıyordum ki!?
"Hadi bak söz başka zaman bunları giyeceksin." Dedi Ege gülümseyerek.Ama bu seferki gülümsemesi içtendi.Kafamı salladım ve odaya çıktım.Ege'de odaya girdi ve dolabını açtı.
"Senin kıyafetlerinden mi giyicem?"
"Hayır.Esile getiriyor."
"Tamam." Dedim ve beklemeye başladım.Esile tekrardan güzel kıyafetler getirmişti.Getirdiklerinin içinden siyah pantolon ve beyaz göbeği açık tişörtü aldım.
"Ege ben giyinicem.Çıkar mısın?"
"Lavaboda giyinebilirsin."
"Peki.." dedim ve lavaboya girip kapıyı kilitledikten sonra seçtiğim kıyafetleri giymeye başladım.Son kez kendime baktım ve gülümsedim.Bunlar da mükemmel olmuştu.Lavabodan çıktım ve Ege'ye baktım.
"Hoş." Dedi Ege.
"Ne hoş?"
"Kıyafetler."
Gözlerimi devirdim.
"Haydi çıkalım." Dedi.Kafamı salladım ve masanın üzerindeki telefonumu alıp montumu giydim.Birlikte evden çıktık.Evin önünde siyah lüks bir araç vardı.Ege ile ona bindik ve şoför arabayı sürmeye başladı.Telefonumu açtım ve bildirimlere baktım.Annem veya babam...hiç biri nerede olduğumu sormamışlardı.Aramamışlardı bile.
"Takma onları."
"Anlamadım."
"Anladın Gece.Takma aileni.Yaşa hayatını."
Kafamı salladım ve cama doğru dönüp yolu izlemeye başladım.

Gece'nin KülleriWhere stories live. Discover now