~Bölüm: 27~

6.5K 520 129
                                    

Medya: Fasıl-ı Jazz - Sen bir aysın🌙
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

🦋
•••••

*Tanışmak tesadüftür, arkadaşlık seçim ama aşk tamamen kaderdir......
(Mevlana)
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Lalin'den:
••••••••••••••

Zaman o kadar hızlı akıp gidiyor ki, bazen insan kendini sorgularken buluyor. Hangi ara oldu bu olay? Ya da sanki dün gibiydi başıma gelen şu olay, fakat üzerinden ne kadar çok zaman geçmiş...

İnsan oğlu var oldukça maalesef ki iyiliklerin olduğu kadar kötülükler de olacak... Hayatım boyunca bir çok iyiliğe şahit olduğum kadar da kötülüğe şahit olmuştum. Bazıları intikam perdesi altında, bazıları kıskançlık adıyla, bazıları bilmediğimiz, kontrol edemediği birçok duygusu yüzünden kötülükler yapıyordu.

Mesela yaşadığımız olayda bize yapılan kötülük intikam perdesi altında saklansa da, tamamen yaptığı kötülük kendisine dönmüş, oğlunun canına mal olmuştu...

Evet o acı olaylardan tam on gün geçmişti. Uyandığımdan birkaç saat sonra haberi duyan Gamze soluğu hastanede almıştı..
Allahtan annem burada değildi, yoksa kesinlikle kalpten gidecekti kadın.

Geçen on günlük bu süreçte tamamen kendimi toparlamıştım. Tabii ki bunda en büyük etken Pamir, Eda ve Gamze'nin sürekli benimle ilgilenmesi olmuştu.

Bu süreci Pamir'lerde kalmış, Fatih'in de dağılan psikolojisinin toparlanmasına yardımcı olmuştum. Elbette çok zor olmuştu ve olmaya da devam ediyordu. Fakat beni yeniden sağlam görmek Fatih'in toparlanmasına çok etki etmişti.

İlk başlarda sol omuzuma takılan koruyucu korseyi iki gün önce çıkarınca tamamen iyileşmiştim, fakat dağılan psikolojim ne zaman iyileşirdi hiçbir fikrim yoktu.

Bugün sabahsa hem Fatih'e hem de hepimize moral olsun diye çiftlik evine gelmiştik. Yorucu geçen yolculuk sonrası herkes duş falan almak için odasına çekildiği halde ben çiftlik evinin bahçesinde olan büyük ahşap salıncağa oturmuş, hafif hafif sallanarak düşünüyordum...

Babamın bir haftaya kadar sonra doğum günüydü, onsuz kutlayacağım ilk doğum günü olacaktı ve son da olmayacaktı, bundan sonra doğum günlerini babam olmadan kutlayacaktım. Ve bu düşünce aklıma her takıldığında boğazımda kocaman bir yumru oluşuyordu. Her yıl babamın doğum gününe az kalmış izin alarak İngiltere'ye gider, orada birlikte kutlardık.

Şimdiyse yanına giderek ona aldığım hediyeyi verecek, yanaklarına öpücük kondurarak tebrik edebileceğim bir babam yok benim...

Dolu dolu olan gözlerimden süzülen yaşlar eşliğinde istem dışı babamı hatırlayarak, babamın en sevdiği türküyü içli içli söylemeye başlamıştım.

*Sen bir aysın ben kara gece
Gel derim gel derim gel derim...

Bu can senin sersebil ettim
Al derim al derim al derim...

Sorsan bağın yaresini de
Gül derim gül derim gül derim
Şerbet diye zehir de versen bal derim...

Ben bozkırım sen yağmursun
Gel hadi gel hadi gel hadi...

Güz Çiçeği (Tamamlandı🦋)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz