~Bölüm:13~

8.1K 610 214
                                    


🦋
••••

*Perişan bir haldeyim. Fakat içimde kendimden bile sakladığım bir ümit var...
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Lalin'den:
••••••••••••••

Tüm haftanın yorgunluğu üzerime eklenince sabah uyanmakta zorlanmıştım. Haliyle de geç kalıyordum ilk danışanımla olan randevuma. Tüm haftanın yorgunluğu derken kastettiğim taşınmamızdı. Evet, şimdi ki evimizden çok geniş olan, küçük bahçesi bile olan bir katlı güzel bir ev kiralamıştık. Bahçeli ev seçmemizin asıl sebebi de annemin ve Ayfer halanın rahat etmesiydi. Çünkü onlar öyle düzene alışmışlardı. Ayrıca yeni evimizde eski evimizin yakınlarında yerleşiyordu. İçerisi hazır eşyalı olduğu için taşınma işlevleri çok da zor olmamıştı. Fakat çalışmak da üzerine gelince insan yoruluyordu tabii...

Düşüncelerimle boğuşmaktan vazgeçerek banyoya girdim. Geç kaldığım için duş almağı es geçerek rutin işlerimi halletmekle yetindim.
Banyodan çıktığımda dolabın önüne geçerek sarı renk delikli örme trikomun altına mini jeans eteğimi giydim. Ayakkabı olarak bej stilettolarımı giyindim. Zaten düz olan saçlarımı elimle şekillendirince hazırdım. Makyaj yapmayı da es geçerek yüz kremi ve şeftalili dudak parlatıcımla yetinmiştim.

Ayakkabımla aynı tonda olan çantamı da alarak nihayet odamdan çıkmıştım. Mutfağa geldiğimde kahvaltı masasında sadece annem ve Ayfer halayı görmemle hiç şaşırmamıştım. Ee bu zamana kadar Gamze çoktan gitmiş olmalıydı. Ayrıca Cenk geçenlerde Ayfer halayla tanışmış, hatta çok iyi anlaşmışlardı. Şu anlık düğün konusu olmasa da, bir yıla kalmaz düğünü yaparlardı. Taşınma işlemlerimize de çok yardımı dokunan Cenk çoğu zaman Gamze'yi işe de bırakıyordu.

Masa etrafında oturan hanımlara gülümseyerek yanaklarına öpücük kondurdum.

"Günaydın güzellerim." diyerek masaya oturmadan ağzıma bir parça peynir, bir dilim salatalık atarak, taze sıkılmış portakal suyundan içtim.

"Kızım doğru düzgün etsene şu kahvaltıyı" annemin ve Ayfer Sultanın sitemli seslerine aldırmayarak ağzımın kenarlarını peçeteyle temizledim.

"Çok geç kaldım hanımlar. Çıkıyorum ben, görüşürüz" çoktan mutfaktan ayrıldığım için son kısmı bağırarak söylemiştim...

Çağırdığım taksi gelince binerek işe doğru yola koyulmuştum. Arabamı da satmıştım. Üzülerek de olsa yapmıştım bunu. O arabayı Türkiye'ye ilk iş günümü tebrik etmek için gelen babam almıştı bana. O yüzden direksiyon başına her geçtiğimde yola odaklanamıyordum. Babamın daha lisedeyken araba kullanmayı öğretmesi, bana arabamı alması gibi anılar aklıma doluyor, bir türlü yola odaklanamıyordum. Anlık duygusallağı bırakarak aldığım kararla satsam da sonradan biraz pişman olmuştum. Sonuçta babamın hatırasını satmıştım. Fakat ben satarken o türde düşünmemiştim, olması muhtemel olan kazayı engellemek için yapmıştım. Açıkcası bir süre daha araba kullanmamayı düşünüyorum. Düşüncelerim sebebi ile gözlerimden süzülen yaşları silerek yola odaklanmaya çalıştım. Tabii ne kadar başarılı olmuştum orası muammaydı...

Taksi iş yerimin önünde durduğunda ücreti ödeyerek arabadan indim.

Ofisten içeri girdiğimde Melis'le kısaca selamlaşarak odama geçmiştim. Zaten yaklaşık 10 dakika kadar sonra da ilk danışanım gelince işime başlamıştım...

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Pamir'den:

Güz Çiçeği (Tamamlandı🦋)Where stories live. Discover now