Cesurca Sev ! 11. Bölüm

10.2K 467 11
                                    

Herkese iyi akşamlar...

Ve de iyi okumalar...

 Bölümü bu şarkı ile yazdım şarkının tınısı o kadar çok keyif veriyor ki buradada paylaşmadan edemedim umarım sizinde hoşunuza gider :)

Sıcaklık güzel bir histi. Özellikle yüzüme vuran sıcaklık.  Hissettiğim bu sıcaklıkla gözlerimi aralıyorum. İlk fark ettiğim belimdeki kolların olmayışı. Yanımda soğukluk hissetmiyordum. Çünkü üstüme örtünen battaniyeye sıkıca sarılmıştım. Odayı hem ısıtan hem de aydınlatan şu küçücük şeye minnettardım. Isıtıcı. Oda ısıtıcının turunculuğu ve varlığının kaynağı neresi olduğunu bilmediğim sarı bir ışıkla aydınlanıyordu. Başımı biraz oynatıp odaya tamamiyle baktığımda onu görüyorum.

Sabah ki taburenin burada olmadığını fark ediyorum. Onun yerine salondaki sandalyelerden birinin üzerinde oturuyordu. Sandalye her ne kadar büyük olsa da bu sefer de masa küçük kalıyordu. Onun bedenine göre. Gülesim geliyor. Ama beni fark etmesini istemiyorum. Biraz daha izleyeyim onu.

Önündeki kağıtlara o kadar yoğunlaşmıştı ki sanki bu dünyadan soyutlanmış gibi. Özlemle bakıyorum ona. Normalde dengesizdim ama onunla daha da dengesizleşiyordum. Ne düşüneceğimi ne diyeceğimi şaşırıyorum. Ona aşık olmaktan korkuyordum. Ama bir gün içinde ona hem aşık olduğumu hem de sevdiğimi kabullendim. Bu kabullenme ile ne yapacaktım? İçimdeki aşk ve ya sevgi… kalbimin hızlı çarpmasını da sağlıyor aynı zamanda durmasını da. Seviyorum nasıl olduğunu bilmezcesine, bilemezcesine. Bugün olanlar ise…. Ne düşüneceğimi bilemiyorum. Mesele öpücük değildi. Sonrasıydı benim için çözümlenemez olan. Beynimdeki kargaşaya son verip gözlerimi yeniden ona dikiyorum.

Olabildiğimce sessizce yataktan çıkıyorum. Beni fark etmemesini umuyorum. İçimde sessizce bir merak dallanıp budaklanıvermişti. Yeni kitabın ilk satırlarını mı yazıyordu? Minik adımlarla arkasına doğru geçiyorum.

adamın yaptığı işe konsantre olduğunu sanıyordu kız. Bu yüzdende sessiz adımlar atarak arkasına geçip yazdıklarına bakıyordu. Oysa.. “

bilmiyordu ki uyandığı ilk andan beri biliyordu adam…”

Hih!

“sen yazdıklarımı mı okuyorsun?” kaşları çatılı bir halde bakıyordu bana bu benim her iki şekilde de korkmamı sağlıyordu ama yine de içimdeki susmazı durduramayarak soruyorum.

“sen ben mi yazıyorsun?”

“senin yazdıklarımı okuyacağını düşündüğümden beri evet”

Zekasına hayran kaldım! Hayır  neden bunu yapıyordu ki hani ortalama bir insandı! Tamam ortalama bir insan da tehlikeleri önceden sezer ve ona göre önlem alır. Ancak şuan neredeyse savunmasız zamanlar değil miydi? İnsanın kendiyle baş başa olduğu zamanlar. Bocalıyorum dediği karşısında

“sen benim benim… neden sesli okudun ki korktum!”

“çevirme lafı. Ayrıca korkmanı istediğim için olabilir mi?”

Şu kaşlarını düzeltsem harika olacaktı. Gerçekten korku salıyordu bu bakışlarla. Sanki suç işlemişim gibi!

“bir yazar olarak yazdıklarının herkes tarafından, her zaman merak edilen şeyler olduğunu bildiğin üzere, yaptığım bu davranışında yersiz olduğunu söyleyebilir misin?” güzel bir cümle kurduğumu hissediyorum.

“evet”

Evet mi?

“nasıl?”

“şöyle, yazdıklarım ben yayınlamadığım sürece bana özeldir.” Haklı olduğu en yegana şeylerden biri!

Cesurca Sev ! (Tamamlandı)Where stories live. Discover now