Cesurca Sev ! 25. Bölüm

8.6K 401 9
                                    



herkese merhaba...


çok çok geç bir bölüm olduğun farkındayım ve bu gecikme için hepinizden özür diliyorum. neredeyse bir aya yakın zamandır yeni bölüm ekleyemedim. nasıl böyle olduğunu hiç anlamadım finaller beni darma duman etti. bir daha bu kadar uzun ara vermemeyi dileyerek herkese iyi günler....

çok fazla konuştum neyse...


iyi okumalar...


****










"Sessiz olun!"

Sesi ile olduğum yerde sıçrayarak uyanmam bir olmuştu. Tabii olduğum yerden iki metrelik bir sıçrama değildi. Sonuçta Ömer'in kolları tarafından sıkı sıkıya  sarınmışım. Anlatmak istediğim ufak bir sıçramaydı yani.

Uyandığım anda kafam nasıl bu kadar karışık olabilir ki!

Uyanmış olabilirim ama gözlerimi hala açmamıştım. Hem Ömer de uyanmamıştı. Galiba üzerimize örttüğüm paltomda yerlerdeydi. Adamın sesi ile düşüncelerim birden son buluyor. Ne gür ve korkutucu bir sestir böyle!

"sen sobayı yak. Sende çayı demle. Soba erken söndüyse içleri üşümüştür. Gerçi hallerinden bakılınca anlaşılıyor. İç içe geçmişler!"

Adamın son lafı ile gözlerimi açıp halimize bakmak istedim. Ama adamın yeniden "hadi " diye gürlediğini duyunca sıkıca kapatıp Ömer'in beline daha sıkı sarıldım. Hem  uyanıp da bu sıcağından ayrılmak istemiyordum. Ama benim daha sıkı sarılmam Ömer'i uyandırmıştı. Başını başımdan kaldırdıktan birkaç dakika sonra başını yüzüme doğru eğip konuştu.

"Zeynep uyan"

Ahh dejavuları çok seviyorum. Ama tabii burada tam anlamı ile bir dejavu yaşayabileceğimizi hiç zannetmiyorum. Bana neler oluyor böyle? Oysa benim hiç böyle düşüncelerim yoktu. Kendi iç çatışmamı bırakıp gözlerimi Ömer'e açıyorum.

" Günaydın"

o ise cevap vermek yerine sadece gözlerimin içine bakıyor. Gözlerinin içi gülerek.  Gür sesli adamın öksürmesi ile birbirimize bakmayı bırakıyoruz. Neredeyse yatar hale geldiğimiz ikili sandalyede toparlanıp oturur hale geliyoruz. En sonunda adama baktığımda ise ellilerinin sonlarında heybetli bir adam görüyorum.

Ömer yere eğilip de düşmüş olan paltomu alıp  omuzlarıma bırakınca sırtımın üşüdüğünü hissediyorum. İliklerime kadar   bir titreme alıveriyor beni.  Ben böyle üşüdüysem Ömer ne haldedir acaba?  Keşke şu soba adamın dediği kadar hızlı yansa da bizi ısıtsa.

Her ne kadar yerimizde doğru dürüst oturup karşımızdaki adama baksak da  paltomu giyindikten sonra Ömer'e  yaklaşıp koluna giriyorum. Bana ufak bir bakış attıktan sonra yeniden adama bakıyor. Sıcaklığımı paylaşıp daha fazla üşümesini engellemek istiyorum.  Farkındayım nafile bir çaba ama üzerindeki gömlek o kadar ince ki zaatüre olmasından korkuyorum. Adam bakışlarını bizden çekip mekanın içindeki iki çocuğa sesleniyor.

Cesurca Sev ! (Tamamlandı)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon