Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
2 yıl önce
Taehyung duyduğu şeyle kalan son iradesini de kaybetmişti. bir kaç saat önce yaşadığı hayattan koparılıp alınmış gibi hissediyordu. Nasıl cevap vermesi gerektiğini düşünmeye çalışsa da Jin'in kokusu düşünme yetisini elinden almıştı. Bunu böyle duygusuzca söylemesi kalbini kırmış, onu istemesi gururunu okşamıştı. Beklemediği çok şey yaşıyordu bugün.
Bugüne kadar aşkı ve dokunuşların anlamını savunup bunun için beklese de şu an arzuları onun paçasına yapışmış bırakmıyordu. Hayır diyemeyeceğini biliyordu içinde var olan hisler şahlanmış dört nala koşarken hayır demesi olanaksızdı. Asıl sorun nasıl evet diyeceğiydi.
"Taehyung cevabını bekliyorum." Jin Taehyung'u saran kollarını ayırmadan onu yatıştırmaya çalıştı. Alacağı cevabı bildiği halde onu korkutmak istemiyordu. Dört yıllık arkadaşlıkları boyunca Taehyung'un hislerinin hep farkındaydı. Umursamamıştı, herkes yakışıklı yüzü ve vücuduna karşı hisler besliyordu. Onlar gibi olduğuna oldukça emindi taki bugüne kadar. Onun önem verdiği tek şey sadakat ve bağlılıktı.
Hayatta yaşanabilecek en büyük ihaneti yaşamış ve insanlara karşı surlarını kaldırmıştı bu nedenle bunları söylemek başkası için basit görünse de Jin için duvarlarını kaldırmak demekti. İnsanları sadece sadakate göre değerlendirmişti bugüne kadar şimdi varlığını bile unuttuğu kalbi onu yanlış yollara sürüklüyordu.
Taehyung vücudunu Jin'in göğsünden ayırdı. Bir cevap vermesi gerektiğinin farkındaydı. Bunu yapmak istiyordu ilk kez sonunu düşünmeden arzularına teslim olmak istedi. Ona bakan iki küçük parlak göz karşısında zaten fazla direnemezdi de.
"Beni istiyor musun gerçekten Jin." Hala duyduğu şeye inanamaz gibi bundan emin olmak istemişti.
Jin duyduğu cevaptan oldukça memnundu. Onu gerçekten istiyordu istekleri hep ikinci plandayken şimdi bunu yapamayacak kadar çok istiyordu. Hayatı boyunca kadınlara ilgi duymamıştı. Erkeklere de duymak istememişti. Bugün onu ele geçiren duyguları ilk kez tadıyordu yaşamak istiyordu korkmadan yaşamak. Sevgi bir duygu olmasa da içinde herkese karşı olan duygulardan daha farklı bir duygu vardı.
"Cevabımı en başta söyledim ama tekrar ediyorum istiyorum Taehyung seni gerçekten çok istiyorum."
Taehyung aldığı cevapla yüzünde bir gülümseme oluştu. Yanakları üzerinde kırmızılıklar baş göstermeye başlamıştı. Onu istiyordu hiç fark etmeden bunun hayalini kurmuştu kendini bunu yapmamak için uyarsa da aklının hep bir köşesi bu hayaller ile bezeliydi. Onunla daha yakın olmak, onunla yalnız vakit geçirmek bile hayal iken şimdi onun dudakları ile arasında mesafe olmayan bir durumun içine çekilmişti.
Jin Taehyung'un yüzünü avuçları arasına alırken üst dudağını alt dudağına yerleştirdi. Taehyung'un kızaran yanaklarını baş parmağıyla ufak ufak okşuyor dudakları üzerine inci tanesi gibi minik öpücükler bırakıyordu. İlk öpücüğün aksine Taehyung karışıklık verdi. Jin'in masum öpücükler kendini daha sert bir öpüşmeye bırakmıştı. Jin Taehyung'un üs dudağını dişleri arasına alıp dili ile alt dudağını okşuyordu. Taehyung hissettiği yoğun duygularla Jin'in dudakları arasına ufak bir inleme bıraktı. öpüşmeleri gittikçe alevlenirken akıllarında var olan tek düşünce daha fazlasıydı. Daha fazla dil darbesi, daha fazla dokunuş, daha fazla yakınlık istiyordu. Dilleri uyum içinde danslarına başlamıştı. İkisi de uçurumun kıyısında dolaşırken düşmemek için birbirlerine daha sıkı sarılıyorlardı.
