26.Bölüm: "Saçlarımı okşar mısın melek?"

12.9K 1.2K 966
                                    

26.Bölüm: "Saçlarımı okşar mısın melek?"

-

Dudaklarım dudaklarının üstündeydi ve öylece duruyorduk. Şaşkınlığını hissedebiliyordum ama o bir tepki vermiyordu. Ne itiyor ne de karşılık veriyordu. Yüzümde aniden hissettiğim göz yaşıyla üzgünca ona bakarak geri çekildim. Göz yaşları o güzel gözlerinden çıkıp yüzünde süzülüyordu.

Tanrım, neden ağlıyordu? Rahatsız mı olmuştu yoksa?

"B-ben özür dilerim. Kendine gelmen için yaptım Taehyung. Rahats-"

"Jungkook gidelim buradan, lütfen."

Göz yaşları hâlâ dinmemişken şaşkınca kafa salladım ve biraz önce yaptığım şeyden dolayı hızla atan kalbimi görmezden gelmeye çalışarak elinden tuttum. Ardından yürümeye başladık. Elleri ve vücudu deli gibi titriyordu. Sanki kriz geçiriyor gibiydi.

"Taehyung ne oldu sana? O adam kimdi? Tanrım bir şey söyle ne yapacağımı bilmiyorum."

"A-arabaya gidelim hemen. Zarar verecek o adam bana. Ne olur bir an önce gidelim Jungkook. Çok korkuyorum." diyerek arkasını dönüp adama bakmış ve adımlarını daha hızlı atmaya başlamıştı.

Çok kötü görünüyordu Taehyung. Gerçekten çok kötü görünüyordu. Sanırım geçmişte yaşadığı olayla o adamın bir ilgisi vardı ve şu an o adamı çok fena dövmek istiyordum ama Taehyung'u yalnız bırakmazdım.

Yürüyemeyecek gibi giden Taehyung'un aniden ayağı takılınca hızla onu belinden tuttum ve beklemeden kucağıma aldım. Hafifti zaten. Zorlanmamıştım.

"Sakin ol Taehyung, lütfen. Korkmana gerek yok. Ben yanındayken o adam hiçbir şey yapamaz sana." diyerek kucağımda küçücük kalmış bedenine şefkatle baktım. Hafifçe kafasını sallamış, kafasını boynuma gömmüştü. Göz yaşları boynumu ıslatmaya başlamıştı.

Ben de daha fazla oyalanmadan arkama baktım ve adamın ters yöne doğru gittiğini görünce rahat bir nefes vererek hızla arabaya doğru yürüdüm.

Kucağımda gittikçe sakinleşen Taehyung'la birlikte birkaç dakika içinde arabaya geldik ve bir süre kararsızca arabanın önünde bekledim. Taehyung araba kullanabilecek bir durumda değildi ve benim de ehliyetim yoktu. Ama eskiden babamla yaptığım küçük araştırmalar sonucunda araba kullanmakla ilgili birkaç deneyimim vardı. Sanırım Taehyung için bu riski alabilirdim.

Kapıyı açıp kucağımdaki Taehyung'u dikkatli bir şekilde koltuğa oturttum ve emniyet kemerini taktıktan sonra yüzüne baktım hüzünle. O yıkılmaz gibi görünen adam yoktu karşımda. Savunmasız bir çocuk gibiydi. Elimle yanağını hafifçe sevdiğimde kapalı gözlerini açarak bana baktı. Kızarmış gözlerine bakmak benim için fazla acı verici olduğundan yanağını yumuşak bir şekilde öperek sürücü koltuğuna geçtim.

Taehyung'un cebinde duran araba anahtarını onu rahatsız etmeden aldım ve arabayı çalıştırdım. Küçük deneyimlerimden sonra ilk defa araba kullanacağım için gergindim. Umarım bir kaza olmadan gidebilirdik.

"Taehyung senin evine mi gidelim?"

Yavaşça kafa salladığında burukça ona baktım ve arabayı sürmeye çalıştım. Arada ağaca veya yol kenarına doğru sürsem de bir kaza çıkmadan evine gelmiştik. Arabayı durdurup Taehyung'u yeniden kucağıma aldım. Sesini çıkarmadan kollarını boynuma dolayınca hafifçe gülümseyerek arabayı kilitledim ve binaya girdim. Asansörle 10.kata çıkıp evine girdik ve onu odasına kadar taşıdım.

Odasına geldiğimizde yavaşça yatağa yatırdım. O da kollarını boynumdan çekti ve arkasına yaslanıp bacaklarını kendine doğru çekti. Kollarını bacaklarını sarıp çenesini dizine koyduğunda onun bu masum haline ağlayasım gelmişti.

Bitch Boss | TaekookWhere stories live. Discover now