𝙄'𝙢 𝙩𝙧𝙮𝙞𝙣𝙜 𝙩𝙤 𝙗𝙚 𝙝𝙤𝙣𝙚𝙨𝙩 𝙬𝙞𝙩𝙝 𝙢𝙮 𝙝𝙖𝙥𝙥𝙞𝙣𝙚𝙨𝙨

5K 241 424
                                    

Park Chaeyoung = Uyuşukluk, düzensizlik ve bolca geç kalma

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Park Chaeyoung = Uyuşukluk, düzensizlik ve bolca geç kalma.

Elimde tuttuğum kağıdı umutsuzca yerine bıraktığımda benden bir bok olmayacağını hayat ikinci hatta üçüncü kez yüzüme bir duvar gibi çarpmıştı.

Zihnimde ki düşünceler bir çığ gibi büyürken çalışmaktan ağrıyan omuzlarımı düşürdüm. Fizik hocası anneme götürmem gereken sınav bilgilerimin üzerine bu üç can alıcı kelimeyi yazmış ve aklınca beni özetlemişti.

Bir yandan ona da hak veriyordum ancak sırf sınavından 15 aldım diye bunlar bana yapılır mıydı? Annemin ders konularında ne kadar sert ve acımasız olabildiğini biliyordu ve bunu bana karşı kullanıyordu.

Kantin kapısından bir ışık gibi doğup yanıma yaklaşan bedene gülümsediğimde, mutsuzluğumu ona yansıtmamak adına sınav kağıdımı ortadan ikiye katlayıp çantamın içerisine attım.

"Ne yapıyorsun okulumuzun beyaz şampanyası?" Hyerin dalga geçer gibi konuşup elinde ki kağıdı masaya bıraktığında çantasını da bir kenara yerleştirip hızla yanıma oturmuştu.

"Tipik bir liseli gibi notlarıma ağlıyorum." neşeli bir tonda konuştuğumda, sanki az önce notlarına bakıp ağlayacak kız bedenimi terketmiş gibiydi.

"Ben 30 almışım, soruları boş kalmasın diye tekrar yazmıştım kutucuğa." bir filozof edasıyla göğsünü gere gere konuştuğunda, bir an olsun onun gibi rahat bir aileye sahip olmak istemiştim. Notlar takı bile olsa o ve ailesi alıp bir yerine takmazdı.

"Abim kaç almış?" merakla konuştuğumda biraz duraksadı ve bakışlarını yere indirdi.

"Sanırım 89." gözlerim fal taşı gibi açılırken, soğuk terler sırtımdan akmaya başlamıştı. Kar yığının altında ölümle cebelleşsem daha az terlerdim.

Anlaşılan bu gece ki yoğun soruşturmayı tek başıma atlatacaktım.

"Taehyung'da 15 almıştı." kıkırdayıp imalı bir şekilde koluma vurduğunda gözlerimi etrafta gezdirdim. Birinin birazdan konuşacaklarımızı duymasını istemezdim.

"Yeni bir şey öğrendim." aramızda ki mesafeyi azaltıp fısıldadığımda pür dikkat beni dinliyordu. "Playdate'e kaydolacağım."

"Lovedate olmasın o." dalga geçerek konuştuğunda omuzlarımı silkmiş ve cümleme devam etmiştim.

"Taehyung bana gelmiyorsa," içimi burkan o cümle ilk defa dudaklarımdan döküldüğünde Hyerin'in de yüzü asılmıştı. "Ben de başkasına giderim."

Dudaklarımı birbirine bastırıp elimi çeneme yasladığımda kantinin kapısı aralanmış ve Kim Taehyung tüm ihtişamı ile kapının önünde dikilmeye başlamıştı.

Hemen ardından paçoz Jimin'de geldiğinde gülerek Hyerin'e bakmış ve el sallamıştı. Siktir, kesinlikle yanımıza geleceklerdi.

"Hyerin, ben ölmüş gibi yapacağım sen bunları al götür." elimi kalbimin üzerine yerleştirip sessizce fısıldadığımda dediklerim kimsenin umrunda olmamıştı. Özellikle de beni kurtaracak tek kişi olan Hyerin'in.

past life ☂ 𝒗𝒓𝒐𝒔𝒆Where stories live. Discover now