Babam

726 18 0
                                    

FİNALE SON 2 BÖLÜM !

Arkadaşlar bugün biraz duygusal bir bölüm oldu ama bunu siz de istemiştiniz. Öncelikle bu bölümü bölüm şarkısıyla okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Ben yazarken midemde bir sıkışma , boğazımda bir düğümlenme hissettim. Zaman zaman gözlerim doldu. Arada durup derin derin nefes aldım. Beni çok etkileyen bir bölüm oldu. Umarım siz de beğenirsiniz. Yorum ve beğenilerinizi bekliyorum.

Ayrıca kitap hakkında attığınız mesajlarla çok mutlu oluyorum. Yanımda olan herkese çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız.

♪ Bölüm Şarkısı - Bu Adam Benim Babam

İyi okumalar.

Her insanın bir hikayesi olduğuna inanırım hep. İnsan okuldan çok yaşanmışlıklardan ders alırdı. İnsanı büyüten acılarıydı. Olgunlaştıranlarsa hayal kırıklıkları... İnsan hayata hep neşeyle başlar. Siz hiç hayatının her saniyesinde somurtan bir çocuk gördünüz mü ? Göremezsiniz. Ne kadar kızgın ve küs olursa olsun bir şekere bile aldanıp gülerler. Ama insan büyüdükçe , hayatta acı çektikçe , hayalleri yıkıldıkça ve birilerini kaybettikçe duygularını saklar. Ben hep duyguları ne kadar saklarsam o kadar az kırılacağıma inandım. Hep duygusuz , hissiz insan olarak tanındım. Kimseye kendimi kolay kolay açmazdım. Karşı tarafa zaaflarımı belli etmedikçe canımı yakması için bir nedeni de olmuyordu. Hayatınıza tam anlamıyla girmeyen birisini kaybettiğinizde üzülmezdiniz. Ama hayatınızın içinden , sizin gerçek yönünüzü bilen birisini kaybettiğinizde onunla beraber bir parça da giderdi sizden. Her giden yanında bir parçayı da götürür sizden. 

Aras'ın annesi Aras'tan çocukluğunu almıştı. Babası ise gençliğini. Onları kaybedince hayatının bir kısmını da kaybetmişti. Annesi küçük yaştayken ölmüştü. Anne sevgisi neydi bilmiyordu Aras. Sabah uyandığında o sıcak kahvaltı hissini yaşayamamıştı ya da okuldan geldiğinde annesinin ona hızlıca hazırladığı bir tostu yememişti hiç. Bisikletten düşüp dizi kanadığında kanayan dizine üfleyen bir annesi olmamıştı hayatında. O çocukluğunda olgunlaşmak zorunda kalmıştı. Erken büyümüştü. Babası yanındaydı ama bir anne sevgisini verememişti elbette. Bir annenin sevgisini hiçbir şey dolduramaz şu hayatta. Annenin sıcak kollarını bulamazsınız kimsede. Aras'ın sabah kahvaltıları babasının yamuk kestiği domateslerle olmuştu hep. Okuldan geldiğinde ise evin yakınındaki tostçudan alınmış bir tostla doyurmuştu karnını. Ev sıcaklığı yoktu. Anne elinin verdiği o tat yoktu damağında. Kanayan dizini yarabandıyla kapatmışlardı. Oysa ki tek ihtiyacı olan anne nefesinin o yarada bırakacağı soğukluk hissiydi. Tek aradığı şevkatli anne kollarıydı. 

Erkek evlatlar her zaman annelerine daha bağlı olurlar. Aras'ta bu babasıydı. 

" Adnan Amca "

Anne şevkatini babasında aramıştı hep. Baba sevgisini tam anlamıyla almış olsa da burukluk vardı hep içinde. Pazar kahvaltılarının eksik olmasının burukluğu gibi. Adnan Amca Aras'ın hayatında merkezdi. Hayatının merkezi. Ama şimdi o da yoktu. Hayatının merkezi elinden alınmıştı. Derin bir boşluğa düşmüştü.  

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Aras yukarda kolileri toplarken ben alt katta boş boş etraftaki eşyaları yavaşça silip kolilere dolduruyordum. O kadar çok anı vardı ki. Gerçekten bu anılar kolilere sığar mıydı ? Onca yaşanmışlık , onca duygu ? Elime aldığım her çerçeveye uzun uzun bakıyordum. Fotoğraflardaki insanların suratlarına  uzun uzun bakıp duyguları anlamaya çalışıyordum.  Tozlu çerçeveleri ıslak bir bezle silip suyun camın üzerinde bıraktığı etkiyi izleyip çerçeveyi dikkatlice koliye yerleştiriyordum. Bu evi hiç bu kadar sessiz görmemiştim. Çıkarttığım her tıkırtı duvarlardan sekip sanki bir gürültüymüş gibi geri dönüyordu kulaklarıma. 

Kapımdaki AşkOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz