1.5

10.1K 615 215
                                    

Demir: Hangi masada oturuyorsunuz siz

Demir: Kantinde

Demir: Salak salak etrafa 723628 saat boyunca bakınmak istemiyorum

Ecmel: Görürsün zaten

Ecmel: Olmadı Mine yanına gelir öyle gelirsin masaya

Demir: İstediğiniz bir şey var mı?

Demir: Yanınıza gelmeden kantinden bir şeyler alacağım kendime

Ecmel: Mine çikolata alsın bana diyor

Demir: Sen?

Ecmel: Gerek yok bir şeye

Demir: Tamam gelirim ben birazdan.

~~~~

"Ağzına çakarım şimdi bir tane görürsün sınıfı."

"Aman be, demiyorum bir şey." dedikten sonra Mine ağzına hayali bir fermuar çekmişti.

"Ay bak şu yellozu görüyor musun?" dediğinde baktığı yere baktığımda kız gözüme tanıdık gelmişti.

"Evet Demir'in eski sevgilisi." dememle pot kırdığımı fark edip dudaklarımı birbirine bastırmıştım.

"İsmini biliyorsun." dedi bana bakıp. "O zaman neden onunla konuşmaya devam ediyorsun? Kendin söylemiştin ismi bulduğun gibi onu engelleyeceğini."

"Onunla konuşmak hoşuma gidiyor. " diye mırıldandığımda gülümsemiş ve bir şey dememişti.

Demir ara sıra beni sinir ediyor olabilirdi ama onunla konuşması gerçekten keyifliydi, farkında olmadan beni güldürüyordu.

Eğer ona ismini bildiğimi söyleseydim büyük ihtimal konuşmayı kesecekti, ben istemesem bile bunu yapacaktı çünkü ondan kurtulmak istediğimi düşünüyordu. Sırf bu yüzden bile konuşmayı kendi bırakabilirdi.

"Ay neyse, geldi işte." dediğinde gelen Demir'e bakmıştım. Bana daha yakın olan bir sandalyeyi çekip oturmuş ve önüme bir kahve bardağı koymuştu.

"Mine bir ara kahve içmeyi sevdiğini söylemişti, aklımda kalmış." diye açıklama yapmış ve ardından da Mine'ye çikolatasını uzatmıştı.

"Kendime bir şeyler alacağım diyordun, almamışsın." dediğimde cebinden tekli bir sakız paketi çıkarmıştı.

"Bunun için o sıraya girmiş olamazsın." dediğimde gülüp bir şey dememişti. Keyfi bugün yerinde değil gibi gelmişti, belki de bana öyle geliyordu, bilmiyordum.

"Neden ölü gibi geldin buraya? Sanki keyfin yok gibi." diyen Mine ile bakışlarımı Demir'e çevirmiştim.

"Uykum geldi biraz, ondan. Dersler uykumu getiriyor."

"İnanalım mı?" dediğimde bakışlarını gözlerime çevirmişti. Gözlerimin içine bakıyordu.

"Tamam yalan yok, deli gibi başım ağrıyor."

"Ağrı kesici var bende, istersen getireyim." derken istemsizce elimi koluna koymuş ve sandalyemi geriye kaydırmıştım.

"İnsanlarla temas kurmayı sevmiyor bu salak." diyen Mine ile elimi hızlıca çekmiştim. Bunu düşünmem gerekiyordu sanırım.

"Hakkımda yanlış bildiğin şeyler varmış demek ki Mine." diye konuştuktan sonra Demir bakışlarını bana döndürdü. "Şimdi gerek yok, ders başlamadan önce gelir alırım ben senden."

"Ya da siz burada kalın ben getireyim." diyerek Mine ayağa kalkmış ve bir şey dememize fırsat bırakmadan yanımızdan gitmişti.

"Deli bu kız." diyerek sandalyemi tekrar eski yerine getirdim. Masanın üstünde duran kahvemi elime alıp birkaç yudum aldım.

"Kaç şekerli içtiğimi de Mine söylemiş olamaz ya?" dedim Demir'e yan yan bakarken.

"Bundan şüphen mi var?"

"Bundan sonra hiçbir sırrımı Mine'ye anlatmayacağım. Kesin sana anlatıyordur her şeyi."

"En yakın arkadaşıyım sonuçta, tabii ki bana anlatacak." derken 'en' kelimesini bastırarak söylemeyi ihmal etmemişti.

"Başın ağrırken gıcıklık yapamadığını düşünecektim az kalsın." dedim kahvemden bir yudum daha alırken.

"Olur mu öyle şey? Aşk olsun."

"Allah korusun."

~~~~~
Aman aman Ecmel hanım ne diyorsunu öyle...

Neys, bb

Islık | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin