0.1

25K 913 313
                                    

"Kantine iniyorum, geliyor musun yoksa kendim mi gideyim?" derken sınıf kapısının orada durup Mine'yi bekliyordum. Muhtemelen benimle birlikte gelmeyecekti.

"Tamam ben kendim gidiyorum, bütün öğle arası boyunca kal burada da sıkıntıdan patla, olur mu?" dediğimde omuz silkip beni umursamadığını belli etmişti.

Daha fazla bir şey demeyip sınıftan çıkmıştım. Eğer onu beklemeye kalkarsam öğle arası bitecekti ve ben açtım, çok açtım. Onu bekleyemezdim.

Merdivenlerden yavaş yavaş aşağı inerken yukarı çıkan çocuklardan biriyle göz göze gelmiştim. Normalde bakışlarımı hemen çekerdim ama nedense bakışlarım uzun bir süre gözlerinde kalmıştı.

Bunu fark ettiğinde bana gülümsemiş ve gözlerimin içine bakmaya devam etmişti. Birbirimizin yanından geçip gittiğimizde ise bir ıslık sesi duymuştum.

Meraktan dönüp arkama baktığımda az önceki çocuğun bana gülümseyerek baktığını görmüştüm, ona baktığımı fark edince bakışlarını benden çekip arkadaşlarıyla konuşmaya devam etmişti.

Başımı önüme çevirip merdivenlerden inmeye devam ettim ama aklımı sürekli az önceki an kurcalıyordu. Neden bunu düşünüyordum ki?

Düşüncelerimi bir yana atıp kantinden bir şeyler alıp sınıfa çıkmıştım. Sınıfın kapısından girene kadar etrafa bakmaya devam ediyordum.

Neden yaptığımı biri sorsa açıklayamazdım büyük ihtimalle.

Sadece, biraz ilgimi çekmişti.

~~~~~

Ehehee ben geldim.

Bu kitabın bölüm günleri salı ve perşembe olacak. Arada sırada cumartesi de atabilirim belki.

Eee başlangıcı nasıl buldunuz?

Neyse, hadi bb

Umarım buraya yazmayı unuttuğum bir şey yoktur, kesin var ama neyse işte.

Islık | TextingWhere stories live. Discover now