3.8

6.1K 365 190
                                    

"Bak, ağzına çakarım şimdi bir tane." diye söylendi Mine sinirli bir şekilde.

"Ne var?" dedim onun sinirli hâline karşılık olarak oldukça sakin bir tavırla.

"Hiç canım öyle istedi sadece." diye mırıldandı ani bir duygu değişimi ile.

"Bir sorun mu var Mine?" diye sorduğumda omuz silkmişti. Bir sorun vardı ama anlatmıyordu işte.

"Gürkan ile mi tartıştınız yoksa?" dediğimde bakışlarını bendeb kaçırıp başka bir yere sabitlemişti.

Demir ve Gürkan'ın basketbol antrenmanı olduğu için şu an yanımızda değillerdi, Mine ile ikimiz kantinde boş boş oturuyorduk sadece.

"Kavga ettiniz, ama neden? Siz gayet iyi anlaşıyorsunuz aslında." dediğimde bakışlarını ben hariç yer yerde gezdirdikten sonra bana bakmıştı.

"Belki biraz tartışmış olabiliriz." diye mırıldandı sesi içine kaçmış gibi. Dediklerini zor duymuştum.

"Ne hakkında ama? Siz hiç tartışmazdınız ki?"

"Ya bak, biraz benim aptallığım biraz da Gürkan'ın duygusallığı yüzünden her şey." diyerek oturduğu sandalyede duruşunu dikleştirip konuşmaya devam etmişti.

"Bir kız var, Gürkan'a bayağı takıntılı. Ben de o kız etraftayken Gürkan'a hep daha yakın davranıyordum ki kız sevgili olduğumuzu anlasın diye. Kız yokken de Gürkan ile daha normal takılıyordum. Gürkan da anladı olayı, kendini bir kıskandırma aracı sandı. Yani kızı kıskandırmak için onunla sevgili olduğumu sandı." soluklanıp konuşmaya devam etti.

"Bir şey söylemedi, tartışmış da sayılmayız ama Gürkan kırıldı biraz bana. Olayı da açıklayamıyorum çünkü kızın kendisine takıntılı olduğunun farkında değildi hiç, şimdi açıklasam da inanmaz gibi geliyor. Ben bir açıklama yapmayınca o da bir şey söylemedi. Bana yine aynı davranıyor ama gözlerindeki kırgınlığı görebiliyorum Ecmel." dedikten sonra konuşmasını bitirmişti. Bir şey demem için yüzüme bakarken diyeceğim şeyleri beynimde birleştirmeye çalışıyordum.

"Iyi de Gürkan senin onu sevdiğini bilmiyor mu niye öyle sandı?"

"Olayı nasıl anladığını bilmiyorum, tahmin yürüttüm sadece. Büyük ihtimalle öyle anlamadı zaten, onu sevdiğimi en başında söylemiştim ama... bilmiyorum ya. Aynı şeyi o da yapsa ben de kırılganlık yapardım sanırım."

"Neden onunla konuşmuyorsun ki?" dedim. En başında yapması gereken buydu. Konuşup anlaştıkları zaman bütün her şey çözülecekti.

"Olayı nasıl açıklayacağımı bilmiyorum." diye mırıldandı.

"Doğruları anlat işte. Ne kadar zor olabilir ki Mine?" dediğimdr bana kötü kötü bakmıştı.

"Bak siz zaten hiç kavga etmiyorsunuz, sinirimi bozuyorsunuz. Kavga edin biraz ya, tartışın. Kaos çıksın istiyorum, tam tartışıp kavga edeceksiniz diyorum meğer birbirinizle dalga geçiyormuşsunuz. Kızım sizin hiç mi tartışacak konunuz yok?" diye hızlı hızlı konuştu.

"Niye kavga edelim ki? Yanlış anlamalar sonucu kavga çıkar, Demir beni ben de Demir'i gayet iyi tanıyorum."

"Ayrılmayın ama kavga edin. Kaos istiyorum." diye mırıldandı sandalyede arkasına yaslanırken.

Ne yazık ki Mine'nin istediği olmayacaktı, Demir ile en büyük kavgamız, ki kavga bile sayılmazdı, kafasını meşgül eden şeyleri bana anlatmayı sürekli reddettiğinde benim ona söylediğim laflardan ibaretti. Onda da sonu tatlıya bağlanmıştı zaten.

"Antrenman erken bitmiş galiba, Gürkan ve Demir geliyor." dediğimde Gürkan masaya oturduğu gibi sandalyemden kalkıp Demir'i de kolundan tutup onu oradan uzaklaştırmıştım. Bunların aralarını yapmak için sürekli bir etken gerekiyordu.

"Beni bu kadar özlediğini bilmiyordum, öğrendiğim iyi oldu."

"Üzgünüm ama konu sen değilsin şu an." dedim kolunu bırakırken. "Mine ve Gürkan tartışmış, barışmaları için bir dış kuvvet lazım onlara. Yoksa ömür boyu kalırlar öyle."

"Haklılık payın yok diyemem şimdi." dedi beraber yürümeye devam ederken. Ben kendi sınıfıma girerken Demir de peşimden gelip sırada yanıma oturmuştu.

"Biz de anca Mine ve Gürkan'ı baş başa bırakacağız derken baş başa kalıyoruz." diye mırıldandığını duydum.

"Çünkü Mine ve Gürkan olmasa bizim buluşma planı yapacağımız olmuyor pek." dedim bakışlarımı ona doğru çevirirken.

"Var ya, haklısın aslında." diyerek bana doğru döndü. Aydınlanma yaşıyor gibi bir hâli vardı ve açıkçası bunun komik durduğunu rahatça söyleyebilirdim.

"Bana her an kahkaha atacak gibi bakma." dediğinde söylediği ile birlikte ufak bir kahkaha atmıştım. Öyle baktığımın farkında bile değildim.

"Tamam bu hafta sonu bir yerlere gidiyoruz o zaman, ikimiz." dedi kararlı bir sesle. O an gülüyor olmam umrunda bile değildi.

"Tamam gideriz de bak aklıma ne geldi." dedikten sonra duraksadım. "Benden duymadın ama Mine kavga etmemizi istiyormuş." dedim sanki dedikodu taşıyor gibi bir edayla. Belki de dedikodu taşıyordum, orasından emin değildim.

"Öyle mi?" diye sordu gülerken.

"Az önce dedi hem de."

"Üzülecek o zaman biraz, ben bizim kavga edeceğimizi pek düşünmüyorum."

~~~~~~

Ehm ehm şimdi diy3ceksiniz 1-1.5 haftadır bölüm nered3 diye ki çok haklısınız. Ama ne yapayım arkadaşlar hocalar düşmanına verir gibi ödev verdi aq. Tam diyoeum ödev bitti hop başka bir tane

BIKTIM YEMİN EDİYORUM

Şu aralar zaten ayrı bir bıkkınım her şeyden, üstüne de hocalar zibilyon tane ödev veriyor şimdi gel dr sövme ama yani

Neyse zibilyon tane ödev verilmediği sürece düzenli bölümlere d3vam etmeyi düşünüyorum ama şimdilik sadece füşünüyorum orası kesin değil.

Tşk

Öd

Bb arkdşlr

Islık | TextingWhere stories live. Discover now