17."hata üstüne hata."

817 107 96
                                    

Mark

(Parti Gecesi)

"Mina, sarhoşsun ve sarhoş insanlarla sohbet etmeyi sevmem." dedim kolumdan çekiştirip duran Mina'ya. 

Yarım saattir umursamadığım şeyleri anlatıp başımı şişirmişti. Bunda biraz da çalan şarkıların ve kanımdaki az da olsa alkolün etkisi vardı tabii.

"Anlamıyorsun. Hata yapıyorsun Mark." dedi sonunda kolumu bıraktığında. Bizi içeriye göre daha sakin olan evin ön bahçesine getirmişti.

"En büyük hatayı sana güvenerek yaptım ben." dedim gözlerimi devirerek. Şu anki derdim bana yetiyor hatta artıyordu bile. Mina'nın saçmalıklarını dinlemek istemiyordum. 

"Tamam, beni sevmemekte haklısın. Evet bir hata yaptım ama beni dinlemek zorundasın." dedi aceleyle. Gerçekten önemli bir şey olmalı diye düşünmüştüm ama dediğim gibi Mina'ya olan güvenim kırılalı uzun zaman oluyordu. Rol yapıyor olabilirdi.

"Dinliyorum ama cümlelerin birbiriyle çok alakasız. Yarın falan konuşsak olmaz mı?" dedim derin bir nefes verdikten sonra. 

"Donghyuck Jeno'dan hoşlanıyor. Bu cümlenin neresi alakasız? Sadece inanmak istemiyorsun." dedi ellerini sinirle saçlarından geçirerek. 

"Umurumda değil Mina, sırf birine aşığım diye onun da beni sevmesi gerekmiyor. Elimden bir şey gelmez." dedim. İçimi burukluk kaplamıştı. Donghyuck'un beni sevebilme düşüncesini ne kadar beynimin en uç köşesinde tutup kendimi büyük bir hayal kırıklığına uğramaktan kaçırmaya çalışsam da içimde bir yerde hala ufak bir umut vardı. 

İçten içe sevmesini istiyordum beni.

Tabii bu zamana kadar istediğim şeyler olmuştu ki?

Bir anda Mina'nın yüzümü kavrayıp dudaklarımızı birleştirmesiyle kendime gelmiştim. 

Onu omuzlarından tutup kendimden uzaklaştırmam bir saniye bile sürmedi. 

"Bana bir şans daha ver Mark, lütfen." dedi gözleri dolduğunda. 

"Bir daha sakın bunu yapma." dedim onu bırakıp içeriye yönelirken. 

Duygusal boşluğumdan yararlanmaya çalışıyordu ama ben Mina'nın gerçek yüzünü göreli uzun zaman olmuştu. 

"Kanıtlayacağım! Görürsün, sana bunu kanıtlayacağım!" diye bağırmıştı arkamdan. 

Umursamadım. 

(Şimdi)

Mina *1 fotoğraf* gönderdi.

"Şimdi inandın mı?"

Elimdeki telefonu sinirle duvara fırlattım. 

Donghyuck'un böyle bir şey yaptığına inanmıyordum, inanmak istemiyordum. 

Bilmediğim bir şey olmalıydı. Belki Mina fotoğrafla oynamıştı, belki yanlış bir açıydı. Bilmiyorum bir şeyler doğru değildi işte. 

Ellerim titrerken dolan gözlerimi sildim. 

Bakışlarımı duvarın dibinde duran telefonuma çevirdim. 

Öylece durduğum odanın ortasından telefonumun yanına gidip yere oturarak onu elime aldım. Ekranı kırılmıştı. Kilit tuşuna basılı tutup bekledim.

Fotoğrafı tekrar görmem gerekiyordu. 

Ellerim hala titriyordu. 

Telefonum mucizevi bir şekilde açılırken mesajlar bölümüne girdim ve fotoğrafı tekrar açtım. 

friendzone/markhyuck ♡Where stories live. Discover now