10. "ballı süt"

1K 145 146
                                    

Evde tek başıma geçirdiğim beşinci günümdü bugün partiden sonra.

Yatıyor, kalkıyor, oyun oynuyordum. Elimde sürekli telefonumla oradan oraya evin her köşesinde amansızca yürüyordum. Evdeki bazı rafları yeniden diziyordum, kitaplarımı renklerine göre sıralayıp beğenmiyor, boylarına göre sıralıyordum. Annem işe gittikten sonra biraz da salonda uyuyordum. Televizyonda ev programları izleyip kendi kendime yorum yapıyordum.

Amacım belliydi, kendimi düşünmekten alıkoymaya çalışıyordum. Bu zamana kadar yaptığım şey de buydu. Hiçbir şeyi etraflıca düşünmeyerek anı yaşamak.

Jaehyun beni partiden sonraki günün sabahı aramış, Johnny'le beraber üst sınıflardan birkaç kişiyle daha sahile gittiklerini, fark etmeden fazla sarhoş olduklarını söylemişti. Özür de diledi ama onlara kızmamıştım.

İkisinin de benden daha çok arkadaşları vardı, özellikle Johnny hyung sınıfta bilerek kala kala okulun yarısından fazlasıyla arkadaş olmuştu. Yine de benimle sürekli vakit geçiriyorlardı, bu yüzden onlara boş yere tavır almadım.

Birkaç kez grupta buluşma sohbeti döndü ama kimseden net fikirler çıkmadığı için görüşmemiştik.

Ses çıkarmamaya çalışarak dolaptan en sevdiğim fincanımı alıp tezgaha bıraktım. Annem bugün işten çok yorgun gelmiş, direkt uyumaya gitmişti ve onu rahatsız etmek istemiyordum.

Buzdolabından süt kutusunu alıp tekrar tezgaha yöneldim ve fincanı sütle doldurdum.

İçine bir kaşık bal koyduktan sonra karıştırıp fincanı da alarak mutfağın ışığını kapattım ve odama geri döndüm.

Çalışma masama oturup açık olan bilgisayarın ekranında boş boş gezdirdim gözlerimi. Odamdaki tek ışık bilgisayardan geliyordu.

Oynadığım oyunun lobisi açık duruyordu, Johnny hyung online değildi bu yüzden yeni bir oyuna başlamadım.

Arkadaş listemde Johnny'nin hemen altında olan Mark'ın kullanıcı adı gözüme çarpmıştı hemen.

Mark'la bir daha Mina hakkında hiç konuşmamıştık. Bu konunun onu ne kadar üzdüğünün farkındaydım bu yüzden ona demem gerekenleri o gece söyleyip konuyu kapatmıştım. Gelip bana fikrimi sormadığı sürece de açmayı düşünmüyordum.

"Sevgini hak eden birini bul, yoksa sadece kendini yıpratırsın." dedim sırtımı terasın soğuk duvarına yaslayarak.

"Sevgimi hak ettiğini düşünüyorum gayet." dedi Mark oturduğumuz minderin kumaşını parmaklarının arasında çekiştirirken.

Aşk insanı cidden kör ediyormuş, bunu bir kez daha anladım.

"Duygularına söz geçirmenin zor olduğunu biliyorum ama unutmayı deneyemez misin?" dedim gergince.

Unut onu, unut. Mina'yı unut.

Mark'a baktıkça gözlerim dudaklarına kayıyordu. Az önce benimkilerin üzerinde olan dudaklarına.

Hava hâlâ soğuktu, bu yüzden Mark'a daha fazla sırnaşmak istiyordum. Ama sonrasında kendimi tutamamaktan korktuğum için bunu yapmadım.

"Bu kadar dibimdeyken mi? Haklısın, zor olur bayağı." dedi sessiz bir tonla. Suratı asılmıştı, konuştukça daha da üzülüyordu.

Sana ondan daha iyi gelirim, Mina'yı unut.

Neden sadece sana üzüntü veren birini sevmeye devam edersin ki?

Beni sev.

friendzone/markhyuck ♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin