1."forma."

2.4K 158 227
                                    

"İlgimi çekmiyor hyung, gelmek istemiyorum." dedim gömleğimin kolumdan çekiştirip duran Jaehyun'a.

Beni dinlemeyip okulun spor salonuna doğru çekiştirmeye devam ediyordu. Öğle arasındaydık ve okulun basketbol takımının başka bir liseyle maçı vardı. Koridorlarda çok az öğrenci vardı, muhtemelen herkes şu anda spor salonundaydı, merakla maçı bekliyordu. 

"Haechan bir kez oyun bozanlık yapmasan olmuyor mu? Johnny hyung da orada diyorum sana." dediğinde derdinin başından beri o olduğunu zaten biliyordum. 12. sınıflardan Johnny'yi geçen seneden beri kesiyordu ve o basketbol takımının kaptanıydı.

Kesiyordu demek yanlış bir tanım olabilir çünkü sürekli beraber takılıyorlardı. Çok iyi anlaştıklarını biliyordum sadece Jaehyun biraz ona yanıktı.

"Anladım ben seni." deyip kolumu ondan kurtardım ve yanında yürümeye devam ettim. Yüzünde sahte bir sinirle bana döndü.

"Sen de biraz insan içine karışmış olursun işte, 9. sınıf zordur ama en güzel arkadaşlıkları bu yılda edinirsin." dediğinde gülmemi bastıramamıştım. 

"Hyung aramızda iki yaş olabilir ama 10. sınıfta değil misin sen? Bir senede nasıl böyle level atladın?" deyip omzuna vurdum. Bu sırada okul binasından çıkmış bahçede yürümeye devam ediyorduk. Bahçede bile tek tük insan vardı.

Spor salonunun çok kalabalık olduğunu tahmin edebiliyordum.

"Sorma, Johnny'yi sevmek beni olgunlaştırdı." deyip içini çekti. Bir yandan gülümsüyordu. 

"Hala aynı üniversiteye gitmek konusunda kararlı mısınız?" dediğimde aradan iki saniye bile geçmeden cevapladı.

"Tabii ki, aksi düşünülemez." diye cevaplamıştı beni. Konumuz da böylece burada kapanmış, spor salonuna girmiştik. 

Tribünler ağzına kadar doluydu, bizim okulun öğrencilerine ek başka formalar da gördüğümde karşı okulun da izleyici getirdiklerini anladım. 

Gürültülü konuşmalardan ve kalabalıktan yüzümü buruştursam da Jaehyun hemen beni merdivenlere sürükleyip tribünlere çıkartmıştı. 

Maç henüz başlamamıştı, iki takım da sahada ısınıyordu ama buna rağmen okullar arası tezahüratlar çoktan başlamıştı.

Basamaklı tribünlerde en arkanın iki önündeki sırada kendimize yer bulduğumuzda tam sahanın ortasına denk gelmiştik.

"Koşuşu bile havalı, keşke ayakkabısı olsam şuna bak." dediğinde eliyle Johnny hyungun ayakkabısını gösteriyordu. 

O sırada Johnny de hissetmiş gibi bize dönüp gülümseyerek elini sallayıp zıplamıştı. 

"Bastır hyung!" diye ayağa kalkıp bağıran Jaehyun'u yerine gömleğinden çekerek oturtup güldüm.

"Sakin ol biraz." dediğimde heyecanla bana sarılıp gülmeye devam etti.

"Ne güzel gülüyor ağzını yediğim." deyip beni bıraktı ve tekrar sahaya odaklandı. 

Ben de dediğine kahkaha atarken bakışlarımı sahaya çevirdim. 

İşte o zaman onunla ilk defa göz göze gelmiştik. Ben gülüyordum o da beni izliyordu.

Mark Lee.

Johnny hyung bize arkasını dönüp ona bir şeyler anlatırken o doğrudan buraya bakıyordu. Siyah ortadan ayrılmış saçlarına, formasıyla uyumlu kırmızı bant takmış, kısa boyuyla Johnny'nin yanında oldukça küçük duruyordu.

friendzone/markhyuck ♡Where stories live. Discover now